"أن يقوم" - Translation from Arabic to Turkish

    • etmek
        
    • yapmaya
        
    • yapabilir
        
    • onları
        
    • yapmak
        
    • yapmalı
        
    • 'ın
        
    • yaptı
        
    • kendi
        
    • yapacak
        
    • yapmayı
        
    • yapması
        
    • yapmadan
        
    • yapabilirdi
        
    Polisler bana yardım etmek yerine beni bir hayvan gibi, bu küçük, ufacık hücreye attılar. TED وبدلاً من أن يقوم الشرطي ،بمساعدتي ، رموني بزنزانة صغيرة ، كالحيوان
    Hayatında ve işinde günahlarına kefaret olacak iyilikler yapmaya çalışıyordu. Open Subtitles حاول أن يقوم بالتعويض كل يوم من خلال حياته وعمله
    Bir ressam etrafında 11 çocukla nasıl bu kadar sakin, sessiz resimler yapabilir? TED كيف يمكن لرسام أن يقوم برسم لوحات هادئة وساكنة كهذه مع وجود ١١ طفلاً في الجوار؟
    İste ben, çılgın bilim adamı rolünü oynuyorum, UCL-Londra'da böcekler üzerinde çalışırker, onları katılaştırmaya denerken, TED أقف هنا لألعب دور العالم المجنون الذي يعمل مع الحشرات في يو سي إل في لندن من أجل أن يقوم بتحجير الرمل
    Burası herkesin bir şeyler yapmak zorunda olduğu bir dünya. Open Subtitles هذا عالمٌ يجب أن يقوم فيه كلّ شخصٍ بعملٍ ما
    Evet ama bu bir gereklilik, birisi bu işi yapmalı. Open Subtitles هو كذلك، لكننى شعرت أنه على أحد ما أن يقوم بالعمل
    Yerini alabileceğini söylerek Atlas'ın elmaları almasını teklif etti. TED وعرض عليه أن يقوم بحملها عنه إن جلب له التفاحات الذهبية.
    Tüm işi çocuk yaptı. Eminim evde de böyle yapıyordur. Open Subtitles الصغار قاموا بكل الجهد أراهن أن يقوم بذلك في المنزل
    O da hey şeyi, kimsenin yardımı olmadan kendi başına yapmak ister. Open Subtitles يظن دائماً أنه يجب أن يقوم بكل شيء بنفسه دون مساعدة أحد
    Daphne'nin, onun saçını koklamaktan daha fazlasını yapacak bir erkek arkadaşa ihtiyacı var. Open Subtitles إنها بحاجة إلى رجل بإمكانه أن يقوم أكثر من , شم شعرها فقط
    Hacc her Müslümanın en az bir kez yapmayı istediği bir yolculuktur. Open Subtitles فريضة الحج التى يفترض بكل مسلم أن يقوم باّدائها مرة واحدة فى حياته
    Peki ya seks robotunuzun ilgi çekici uygulama içi satın alma yapması? TED هل من المقبول أن يقوم روبوت حميمي بإجراء مشتريات من خلال تطبيقات؟
    Tehdit olarak kullandığı değişiklikleri yapmadan biri onu öldürmek mi istedi? Open Subtitles هل هناك أحدما أراده أن يموت قبل أن يقوم بتنفيذ تهديده بتغير الوصيه
    Her bir kişinin, kar etmek için 6 kişiyi sisteme katmak zorunda olduğu bir yapıda. TED خذ هيكلًا حيث يتوجب على كل شخص أن يقوم بتجنيد ستة آخرين ليكسب ربحًا.
    Son taarruz için personeli motive etmek üzere, müteakip sayının kapağı için, bilhassa heyecanlı bir resim hazırlayacak bir personel görevlendirmek. Open Subtitles أن يقوم رجلٌ برسم لوحاتٍ مؤثرة لغلاف المجلة في إصدارها القادم، لتُلهم رجالنا للمعركة الأخيرة.
    Geriye tek bir tane kaldı. Buraya çıkıp ateş etmek isteyen başka biri var mı? Open Subtitles لدينا ذخيرة واحدة أخرى هل يُريد أحداً أن يقوم بهذا؟
    O mükemmellikten çok uzakta fakat ne için seçildiyse onu yapmaya çalışıyor. TED وهو أبعد ما يكون عن المثالية ولكنه يحاول أن يقوم بدوره الذي أُنتخب من أجله.
    Birisi bir şeyi yapabiliyorsa, diğerleri de yapabilir. TED وأؤمن بأنه إذا إستطاع أن يقوم شخصٌ ما بشيء فيمكن أن يقوم به آخرون
    Böylece onları kullanacak birisinin orada olması gerekiyor tam zamanında bir makara bittiğinde ve bir diğeri başladığında. Open Subtitles شخص ما يجب أن يقوم بتبديل الأجزاء في التوقيت المناسب حيث تنتهي بكره وتبدأ أخري
    Belki senin işini o yapar, Simeon. Birileri yapmalı. Open Subtitles ربما يستطيع أن يقوم بعملك سيميون يجب علي أحد أن يفعل
    Almanlar'ın bu gözüpek taarruzu Hollandalılar'ı şaşkına çevirmişti. Open Subtitles الجرأه التى تميز بها الهجوم الألمانى شلت أى رد فعل كان يمكن أن يقوم به الهولنديين
    Ancak Kanan doğru bir şey yapmaya çalışırken birşeyleri oldukça yanlış yaptı. Open Subtitles و لكن كينين فعل شيء مروع وهو يحاول أن يقوم بالصواب
    Bu yüzden, tüm ailenin kullandığı tüm bulaşıkları tek bir kişinin yıkaması yerine, her aile üyesinin kendi bulaşığını yıkamasını önerdim. TED لذا اقترحت أنه عوضاً عن أن يقوم شخص ما بغسل كل الصحون المستخدمة في العشاء، يقوم كل فرد بغسل أطباقه.
    Yok artık. Yalan söyleyemiyorsa nasıl röportaj yapacak? Open Subtitles مستحيل كيف لشخص لا يمكنه الكذب أن يقوم بمقابلات
    eğer birisi bir şey yapmayı isterse sen de bunu yapmak isteyenlerden biri olurdun. Open Subtitles هذا عندما تقول شيئاً أن شخص آخر تقول أنهم يريدون فعلها بينما أنت من يريد أن يقوم بهذا
    Aslında temel olarak, bir noktaya kadar bu diğer insanların ne yapmaları gerektiğini planlama girişimleriydi, diğer insanların hayatlarını onlar adına planlamak ne yapması gerektiğidir. TED انهم يحاولون القيام ، الى حد ما ، بتخطيط ما يجب أن يقوم به مستخدمي الطرق ، وبالتالي تخطيط حياتهم اليومية.
    Dokgo bir şey yapmadan önce ona daha fazla zaman vereceğini umuyorum. Open Subtitles قبل أن يقوم دوك غو جين بأي شيء أتمنى أن تتريثا بعض الوقت
    Sadece öncelikli girişe sahip biri bunu yapabilirdi. Open Subtitles فقط شخص ما مع بطاقة صحافة يمكن أن يقوم بذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more