Böylece ailelerimiz çok uzağa gittiğimizi, onları da davet edemediğimizi düşünür. | Open Subtitles | ليظن أهالينا أننا ذهبنا بعيداً ولم يسعنا أن ندعوهم |
ailelerimiz gibi onun gücü de alınmış. | Open Subtitles | لقد جُرِدَ من قوتهِ كبقيةِ أهالينا |
Ailelerimizin yarısı annen onun asıl yüzünü göremediği için öldü. | Open Subtitles | نصفُ أهالينا موتى لأن والدتكِ لم تستطع رؤيتهُ على حقيقتهِ |
Ailelerimizin güce olan yıkıcı arzuları yüzünden mahvolduklarını sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدتُ أن أهالينا قد دمروا على يدِ العطشِ المدمر للقوة |
Anne-babamız internet mi kullanıyor? | Open Subtitles | أهالينا لديهم الإنترنت |
Anne-babamız internet mi kullanıyor? | Open Subtitles | أهالينا لديهم الإنترنت |
Jake ailelerimizi öldüren yangının olduğu gün buradaymış. | Open Subtitles | ماذا يعني ذلك؟ جايك) كانَ هناك ليلةَ الحريق) الذي قتلَ أهالينا |
Ama ailelerimiz öldürülmüştü. | Open Subtitles | لكنَ أهالينا قد قتلوا |
Topluluk, ailelerimiz, büyükannemiz, babamız. | Open Subtitles | الدائرة ، أهالينا أجدادنا |
Aynı zamanda da babamın geri gelip bizim topluluğumuzu kullanabilmek için Ailelerimizin hamile kalmalarını sağladığını da öğrendik. | Open Subtitles | عرفنا أيضاً أن والدي تأكد من أن يحمل أهالينا لكي يعودَ ويستخدمَ دائرتنا |
Tamam mı? Ailelerimizin bizi almasını bekliyoruz. | Open Subtitles | نحن ننتظر أهالينا ليقومون بإصطحابنا |
Yani ailelerimizi görebilirler o gün neler olduğunu öğrenebilirler. | Open Subtitles | (مثلما فعلت معَ (فاي لذا قد يتمكنونَ من رؤيةِ أهالينا ويعرفونَ ماذا حدثَ حقاً في تلكَ الليلة |