Ama çoğu zaman yaptığım bundan çok daha önemli oluyor. | Open Subtitles | و لكن الجزء الأكبر هو شئ أهم بكثير من ذلك |
Ama sanatçı olarak gelişiyorsun ve bu para kazanmaktan daha önemli. | Open Subtitles | أجل، لكنها تنمي موهبتك كفنان وهذا أهم بكثير من جني المال |
AA'daki biriyle konuşması lazımdı ve bu senin herkesin götünü yalamasını sağlayacağını sandığın aptal dizi bölümünden çok daha önemli. | Open Subtitles | وأراد التحدث إلى شخص ملتحق بالبرنامج وهذا أهم بكثير من حلقتك التلفزيونية السخيفة التي تود من الجميع أن يتملقوك بشأنها. |
Ama aynı zamanda burada durup şöyle diyorum, yolculuğun hedeften daha önemli olduğu hakkındaki klişeyi biliyorsunuz. | TED | لكنني أقف هنا أيضا أخبركم، هل تعرفون، العبارات المكررة عن كون الرحلة أهم بكثير من الوجهة؟ |
Sonuç olarak, insan olmak çoğu kimsenin bilmediklerini bilmekten çok daha önemlidir. | TED | في النهاية، ربما أن تكون إنساناً أهم بكثير من أن تكون على علم بكل شيء |
Bu yeni ortaya çıkan "görsel" kültürde mükemmel görünmek gerçeklikten çok daha önemli. | TED | في هذه الثقافة المرئية الجديدة مظهر المثالية أهم بكثير من الواقع |
Çabuk ve basit fiziksel doyumdan çok daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | تحكم بنفسك يا الهي يا رجل هناك أمر أهم بكثير من إشباع رغبات جسديه ماديه تافه |
O şirkette bir yerinin olması bu aptal işten daha önemli. | Open Subtitles | منصبٌ في شركته أهم بكثير من عملك المستقل السخيف هذا |
Kendi hayatının herkesinkinden daha önemli olduğunu düşünen bir tür. | Open Subtitles | النوع الذي يعتقد أن حياته أهم بكثير من حياة أي شخص آخر |
Benim uğruna savaştığım şey hepimizden daha önemli. | Open Subtitles | ما أقاتل من أجله أهم بكثير من أي واحد منا. |
Bu, video oyunlarından ve mastürbasyondan daha önemli, değil mi? | Open Subtitles | أهم بكثير من ألعاب الفيديو والأستمناء.. صحيح? |
Dinle çocuk, senin bowling ortalamandan daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | أنصتي يا فتاة هنالك أمور أهم بكثير من معدلكِ بلعب البولنغ |
Hey, sizinkilerden daha önemli bir şey söylemek zorundayım. | Open Subtitles | ما أريد أن أقوله أهم بكثير من أي شيء تريدون قوله |
Her zaman iktidarın paradan daha önemli olduğunu söylemişimdir. | Open Subtitles | أقول دائماً أن السلطة أهم بكثير من المال. |
Bilinen bir kaçağı ve katili güvene almak kaçak bir mahkûmu kurtarmaktan daha önemli. | Open Subtitles | تأمين مجرمة هاربة، و قاتل أهم بكثير من إنقاذ سجين هارب |
Çünkü doğru şeyi yapmanın doğru gelen şeyi yapmaktan daha önemli olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | لأنك تعرفين أن عمل الصواب أهم بكثير من عمل ما نظنه صواباً. |
Ve Peggy Phelan bana, beynimin memelerimden daha önemli olabileceğini hatırlattı. | TED | وذكرتني "بيغي فيلان" أنه من الممكن لعقلي أن يكون أهم بكثير من جسدي. |
Fakat yüzleştiğimiz tehlikelere bakacak olursak, küresel düzeyde zor kararlar aracılığıyla bir tür baskı yapma kabiliyetine sahip olmanın, diğer şeylerden daha önemli olduğunu düşünüyorum. | TED | ولكن لا يزال، نظراً للخطر الذي نواجهه إعتقادي انه من الحتمي إيجاد شكل من القدرة الحقيقية لأجبارهم على إتخاذ قرارات صعبة على المستوى العالمي أهم بكثير من أي شيء آخر تقريباً. |
Başka herkesten çok daha önemli olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | أنت تظن نفسك أهم بكثير من أي شخص آخر |
Bir Alfa Romeo'da iyi görünmek, nereye gittiğinizden çok daha önemlidir. | Open Subtitles | في ألفا روميو المظهر الجيد أهم بكثير من النظر إلى حيث أنت ذاهب |
Akran grupları ve rastgele çevresel faktörler aileden çok daha önemlidir. | Open Subtitles | المجموعات من أقرانهِ و الظروف البيئية العشوائية... . أهم بكثير من العائلة |