Gerçeği söylemek gerekirse, benim için en önemli şey kamyon. | Open Subtitles | حتي أخبرك الحقيقة : الشاحنة هي أهم شيء بالنسبة لي. |
Benim için en önemli şey kaderimi çizme özgürlüğüdür. | Open Subtitles | أنا معلّم تاريخ ..والحريّة لتقرير مصيري الخاص, هي أهم شيء بالنسبة لي |
Senin arkadaşlığın benim için en önemli şey ve o benim ilgi alanım dışında. | Open Subtitles | وصداقتكِ هي أهم شيء بالنسبة لي وهو خارج حدودي تماماً |
Benim için önemli olan bölgede istikrarın olması. | Open Subtitles | حسنٌ، أهم شيء بالنسبة لي هو وجود استقرار بالمنطقة. |
Senin için önemli olan Wessex'in Mercia üzerinde güç sahibi olması. | Open Subtitles | (أهم شيء بالنسبة لك هو أن (وسكس (سيكون لها سلطة على (مرسيا. |
Sen benim için en önemli şeysin. | Open Subtitles | أنتِ أهم شيء بالنسبة إليّ. |
Grace benim için en önemli şeysin. | Open Subtitles | جريس) أنت أهم شيء بالنسبة لي) |
Bizim için en önemli şey güçlü kalmak ve Direniş'le olan ilişkimize gölge düşürecek hiçbir şey yapmamak. | Open Subtitles | أهم شيء بالنسبة لنا هو أن نبقى أقوياء، ولا نقدم أية حلول وسطية كفيلة بتقويض علاقتنا بالمقاومة. |
Benim için en önemli şey, annemin ve kız kardeşimin Sibirya'dan gelmesiydi ve bizim için en önemlisi, ülkeyi yeniden kurmaya başlamaktı. | Open Subtitles | أهم شيء بالنسبة لي كان " ،قدوم أمي وأختي من سيبيريا ولكي نبدأ في إعادة إعمار البلاد |
bana ailenin senin için en önemli şey olduğunu söylemiştin, ama hiç yanımda değilsin. | Open Subtitles | قلت أن العائلة أهم شيء بالنسبة لك |
Biliyorsun benim için en önemli şey. | Open Subtitles | أنتِ تعرفين أن هذا أهم شيء بالنسبة لي |
Onun için önemli olan, kazanmak. | Open Subtitles | أهم شيء بالنسبة له هو الفوز. |