Bugün tasarım hakkında konuşmak istiyorum, ama bizim genel olarak düşündüğümüz manada tasarım değil. | TED | اليوم أود الحديث عن التصميم، لكن ليس التصميم كما قد نفكر فيه عادة. |
Ama bugün buradayım ve hikâyeler hakkında konuşmak istiyorum ve benim için hikâyelerin önemi hakkında. Hatta bence herkes için hikâyelerin önemi hakkında. | TED | ولكن أنا هنا اليوم، وما أود الحديث عنه هو القصص وأهمية القصص بالنسبة لي ولجميع الناس على ما أعتقد. |
Bugün kim olduğumuza dair güçlü ve temel bir husus hakkında konuşmak istiyorum: sesimiz. | TED | أود الحديث اليوم عن جانب قوي وأساسي من هويتنا: صوتنا. |
Eşimle biraz konuşmam gerek. | Open Subtitles | أود الحديث مع زوجتي لوهلة على انفراد |
Akron, Ohio'dan Bay Mark Peters ile görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | أود الحديث مع السيد مارك بيتر في اكرون، أوهايو |
Bunun hakkında konuşmak isterdim, eğlenceli de olurdu, ama ben şu an yaptığım hakkında konuşmak istiyorum. | TED | أود الحديث عنه، سيكون ذلك ممتعاً، ولكني أريد الحديث عما أفعله الآن. |
Yürünebilir bir şehre neden ihtiyacımız olduğunu ve yürünebilir bir şehrin nasıl yapılacağı hakkında konuşmak istiyorum. | TED | أود أن أتحدث عن حاجتنا لهذه المدينة كما أود الحديث عن كيفية القيام بهذه المدينة. |
Sevgili yeğenim, seninle önemli bir konuda konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | هناك أمر ضروري أود الحديث عنه معك يا بني |
Tamam, Temizlenmeden önce engelleri aşmak hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أحسنتم ،قبل أن نبدأ في التنظيف أود الحديث عن طرق التغلب على الصعاب |
Ben iyileştirici çığlığımı atmadan önce biraz oğlum hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | قبل أن أقوم بصرخة الشفاء الخاصة بي أود الحديث قليلاً عن ابني |
Tekne partisindeki gece hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | إسمع، أود الحديث معك بشأن ليلة حفل القارب |
Eğer bir dakikan varsa, şu mavi hap hakkında daha fazla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | اذا كان لديك دقيقة , أود الحديث أكثر بشأن الحبوب الزرقاء |
Size kimliğin gücünden konuşmak istiyorum. | TED | لذا ، أود الحديث عن قوة الهوية. |
Rune ile derhal konuşmam gerek. Rune Lennox. | Open Subtitles | أود الحديث إلى رون مباشرة رون لينكس |
Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | مرحباً, أود الحديث معك |
Mümkünse seninle görüşmek istiyorum, mümkün mü bilmiyorum. | Open Subtitles | وكنت أود الحديث معك لو أن هذا ممكن هل هذا ممكن |
Sırf ikimizden konuşmak istedim diye kadın oluyorum yani. | Open Subtitles | مجرد لأني أود الحديث بشأننا, هذا يجعلني امرأة. |
Aslında bende seninle bu konuda konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | في الحقيقة هذا أحد الأشياء التي كنت أود الحديث عنها معك |
Webster'le karşılaşıp, konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | فقد يأتي هناك ويبستر لاحقا وأنا لا أود الحديث معه |
Bu görülebiliyor mu? Tek taraflı şeyler hakkında konuşmak isterim. | TED | هنا. هل هذا مرئي؟ أود الحديث عن الأشياء ذات البعد الواحد. |
Ben, bilim ve biyoteknoloji alanında şu anda neler olduğundan bahsetmek istiyorum. Çünkü bu alanlarda tarihte ilk defa bedenleri tasarlama gücüne sahibiz, hayvan bedenlerini ve insan bedenlerini tasarlama gücüne sahibiz. | TED | أود الحديث عما يحدث الآن في ثقافتنا العلمية، والتكنوليجية الأحيائية، حيث، وللمرة الأولى في التاريخ، لدينا القدرة على تصميم أجسام، على تصميم أجسام حيوانات، على تصميم أجسام بشرية. |
Astronomi hakkında konuşmayı çok isterim, fakat sanırım, gri-dışı atmosferlerdeki ışınımsal transferler ya da Jüpiter'in üst atmosferindeki ışık polarizasyonu konusuna ilgi duyanların sayısı ancak bir otobüs durağına sığabilecek kadardır. | TED | كم أود الحديث عن أبحاثي الفلكية، ولكني أشك في أن عدد الناس المهتمين بالانتقال الإشعاعي في الأغلفة الجوية اللارمادية واستقطاب الضوء في الغلاف الجوي العلوي لكوكب المشتري هو عدد الناس الذين يكفون في محطة انتظار الأتوبيس. |
Çocuklarımla konuşmalıyım. İyi olduklarını bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أود الحديث لأبنائي أريد التأكد بأنهما بخير |