"أوراق اللعب" - Translation from Arabic to Turkish

    • iskambil
        
    • Kartları
        
    • deste
        
    • oyun kağıdı
        
    • kumar
        
    • kartı
        
    Herifin yüze yakın iskambil kâğıdı paketi var ve tüm karo valeleri kayıp. Open Subtitles إن لديه 100 علبه من أوراق اللعب و كل أوراق ملوك الديناري مختفيه
    Karıştırılmış bir iskambil destesinde kağıtların sırasını kimin en çabuk ezberleyeceği konusunda yarışıyorlardı. TED كانوا يتنافسون من يستطيع حفظ ترتيب أوراق اللعب المخلوطة أسرع
    Sana, onun için Kartları kesip oyuna başladıklarını söylesem, ne derdin? Open Subtitles ماذا قد تقولين لو أخبرتك... أنهم قسموا أوراق اللعب من أجله؟
    Bu bir mecaz Ingrid. Tarot Kartları bu konuda biraz kurnazdır. Open Subtitles ذلك مجازاً إنجريد أوراق اللعب تخبرنا هكذا
    Gidip bir deste kart bulayım. - Kendi şapkasıyla gelmeyen bir sihirbaz mı? Open Subtitles وسوف اذهب واعثر على مجموعة من أوراق اللعب ساحر لم يأتي بقبعته الخاصه
    Birleşmiş birimin diğer örnekleri ise bir deste kart, bir çift ayakkabı, bir caz dörtlüsü, ve tabi ki de Barbie ve Ken bir çift oluşturabilirler. TED أوراق اللعب وزوج من الأحذية ورباعية الجاز وبالطبع باربي وكين هما زوج. ولكن فكروا في رغيف خبز.
    Oldukça müstehcen bir oyun kağıdı destesinin yardımıyla kilidi açmayı başarmış. Open Subtitles إنها سرقت القفل أستخدمت مجموعة من أوراق اللعب
    Ve zihninizin çalışma şeklini anlayıp bundan faydalanmanız için illa ki hafıza sarayları inşa etmenize ya da iskambil kağıtlarının dizilişini ezberlemenize gerek yok. TED ولا يجب عليك أن تبني قصور ذاكرة أو حفظ مجموعات من أوراق اللعب للإستفادة من القليل من البصيرة عن كيفية عمل عقلك
    'Ama onun asıl yeteneği iskambil kartlarında yatar- 've kartlarla kumar oynamakta. Open Subtitles ولكن موهبته الحقيقية هى الغش فى أوراق اللعب ولعب المقامرة
    Önceki gece en üstteydim kafam da iyiydi ve bütün eski kişilikleri bir deste iskambil gibi gözümün önünden geçti. Open Subtitles وكنت مُخدراً وبدا كأن جميع فئات عمرها كانوا أمامي مثل أوراق اللعب
    Düğün planı yapmamız gereken bir otelde seninle iskambil oynuyorum. Open Subtitles بقيت أسحب أوراق اللعب طيلة الليل في فندق تعيّن أن نستطلعه لأجل زفافنا.
    Eski kız arkadaşım dağıtıcı. Kartları dağıtıyor. Open Subtitles لقد كانت خليلتي السابقة المنظمة التي توزع أوراق اللعب
    Odanda oturup bir ayna karşısında Kartları mı karıştıracaktın? Open Subtitles الجلوس في غرفتُك وخلط أوراق اللعب أمام المرآة؟
    Medya onları "Yüz Kartları" diye çağırıyor. Open Subtitles وسائل الإعلام تسميهم أوراق اللعب
    Ben anlayamamıştım, bilirsiniz, Auschwitz'te bir deste karta sahip olmak banyonda bir goril bulmak gibi bir şeydi. TED ولم أستطع فهمها، وكما تعلمون، كان يُعد امتلاك أوراق اللعب في أوشفيتز بمثابة العثور على غوريلا في الحمام.
    Çalışmaya başladım, İngiltere'ye vardıktan yaklaşık bir yıl sonra, kendime bir deste kart aldım. TED وبدأت العمل، وبعد مرور عام على وصولي إنجلترا، اشتريتُ أوراق اللعب.
    Ve bence sihir, nefesimi tutsam da, bir deste kağıt karıştırıyor olsam da gayet basittir. TED وأن أظن أن السحر .. سواء كان حبس الأنفس أو تقليب بعض أوراق اللعب هو أمرٌ بسيط جداً
    Oldukça müstehcen bir oyun kağıdı destesinin yardımıyla kilidi açmayı başarmış. Open Subtitles إنها سرقت القفل أستخدمت مجموعة من أوراق اللعب
    İçki, oyun kağıdı her tatta, her şekilde evliliğe yardımcı malzemeler. Open Subtitles البوظة، القذرة أوراق اللعب... المساعدات الزوجية من جميع الأشكال والأذواق.
    Her erkeğin zayıf bir tarafı olur. Benimki de kumar. Open Subtitles كل رجل لديه نقطه ضعف بالنسبه لى أوراق اللعب.
    Kötüye giden bir soygun girişiminden sonra iki yıl süreyle hapis yatmışlar, ...ilk yüz kartı soygunlarından iki ay önce serbest bırakılmışlar, ...ölçüleri eşleşti. Open Subtitles لقد وضعوا بالسجن لمدة عامين بعد ان فشلت محاولة سطو و لقد أطلق سراحهما قبل شهرين أول سرقة من أوراق اللعب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more