6 Avrupa ülkesinden temsilciler Avrupa Birliği'ni kuracak anlaşmayı imzalamak için Roma'ya gelmişlerdi. | TED | ممثلون عن ست دول أوروبية جاؤوا إلى روما لتوقيع ميثاق انشاء الإتحاد الأوروبي |
Eylül 1947, 16 Avrupa ülkesi 293 00:16:39,858 -- 00:16:41,149 Marshal Planını imzaladı. | Open Subtitles | ،في سبتمبر من عام 1947 وقعت ستة عشر دولة أوروبية على مشروع مارشال |
30'larının başında, koyu tenli siyah saçlı, Avrupa aksanıyla konuşuyor. | Open Subtitles | في أوائل الثلاثينات، ببشرة داكنة شعر أسود، يتحدث بلهجة أوروبية |
Sizin için endişelendim. Kahire'de bir bayan, Avrupalı bir bayan. | Open Subtitles | كان الأمر يعنيني إمرأة أوروبية في هذه المنطقة من القاهرة |
Süre nedeniyle bahsetmeyi unuttum. Sadece üç hafta önce, Avrupalı bir grup ilk insandan-insana, beyinden-beyine bağlantıyı yaptı. | TED | ونسيت أن أذكر، بسبب الوقت، أنه منذ ثلاثة أسابيع فقط، مجموعة أوروبية عرضت أول اتصال دماغي بشري. |
Yılın bu dönemi biraz soğuk olabilir ama son derece Avrupai olur, hem de uçakla sadece iki saatte gidilir. | Open Subtitles | أعني, من الممكن أن تكون باردة قليلاً في ذلك الوقت من السنة, ولكنها أوروبية جداً والرحلة تأخذ ساعتين فقط بالطائرة |
Bugün siber silahlar tarafından yaratılan ortam bu, ve tarihi açıdan Avrupa'da Birinci Dünya Savaşı'nın başlangıcındaki ortam buydu. | TED | هذه هي البيئة التي يجري إنشاؤها عبر الأسلحة الالكترونية اليوم وتاريخيا كان بيئة أوروبية في بداية الحرب العالمية الأولى. |
UA: Evet, birçok Avrupa ülkesiyle, Güney Amerika'daki ülkelerle ve tabii ki İsrail'le iletişim halindeyiz. | TED | أوري ألون: أجل، لقد تواصلنا مع عدة بلدان أوروبية وبلدان في أمريكا الجنوبية وإسرائيل بالطبع. |
Bu konçerto sadece bir kez olmak üzere aynı anda Avrupa'nın 12 senfoni orkestrası tarafından birleşik Avrupa'nın 12 şehrinde çalınacaktı. | Open Subtitles | فان هذه القطعة ستعزف أول مرة على يد أشهر أثنى عشر فرقة اوركتسترا فى12 عاصمة أوروبية |
Önemli Amerika'lı ve Avrupa'lılar hakkında mikrofilmleri dosyaladığı sır değildi: | Open Subtitles | ليس بِسر أنه إحتفظ بملفات مصورة عن شخصيات أميركية و أوروبية بارزة |
Roosevelt herhangi bir Avrupa Savaşı'nın dışında kalmak istiyordu. | Open Subtitles | كان روزفلت يرغب في النأي بعيدًا عن أية حرب أوروبية |
Ancak bu kez, daha büyük olan Avrupa türleriyle, her biri üç tona ulaşabilen. | Open Subtitles | ولكن هذه المرة فإنها فصائل أوروبية اكبر حجما يصل وزن الواحد منها ثلاثة أطنان |
İngiltere, hepsinden öte Avrupa'nın savaş galibi bir Almanya tarafından hükmedilmesine izin veremezdi. | Open Subtitles | فوق أي اعتبار آخر ، لم يكن بوسع بريطانيا أن تقبل بقارة أوروبية تسيطر عليها ألمانيا منتصرة |
Asla bebek bezine dokunmam. Bebeğim, bazı Avrupa ülkelerinde, erkeklerin metresinin olması son derece doğalmış. | Open Subtitles | لن ألمس أياً من الفوط كل ما أود قوله هو أن هناك بلدان أوروبية |
Şu anda yeni bir Avrupa hibrit araba motoru üzerinde çalısıyorsun. | Open Subtitles | إنك تعمل الآن على مشروع محرك جديد لسيارة أوروبية هجينة |
Onları ucuza kapattım. Avrupalı temsilci durduk yere beni seçti. | Open Subtitles | لقد حصلت عليهم بثمن رخيص وكالة أوروبية إختارت إسمي عن طريق الصدفة |
Avrupalı değil bu. Bana Fransız geldi. | Open Subtitles | هذه ليست أوروبية حسنا، أعتقد أنها فرنسية |
İzin ver açıklayayım. Anlaşma yapmaya çalıştığımız Avrupalı bir şirket vardı. | Open Subtitles | هناك شركة أوروبية نحاول عقد صفقة معها حسنا |
Sana kamera olacağını söylemiştim. Kusura bakmayın, kendisi Avrupalı'dır da. | Open Subtitles | أخبرتك أن الكاميرا ستصورك آسف، إنها أوروبية |
Evet, şu büyük Avrupalı gıda şirketi markasını Amerika'ya taşıyor ve benim yönetmemi istiyor. | Open Subtitles | نعم,شركة طعام أوروبية كبيرة ستنقل ماركتها الى الولايات المتحدة و يريدونني أن أدير الفرع |
Bazı zencilerin Avrupai yüzleri vardır, değil mi? | Open Subtitles | ,بعض السود لديهم وجوه أوروبية أليس كذلك؟ |