Bu kazandığın madalyaları aslında kazanmadın çünkü bunlar gerçek madalya değil. | Open Subtitles | الموافقة، هذه الأوسمة ربحت. أنت لم تربحهم حقا، وهم ليسوا أوسمة. |
Halinden memnun muydun? - Silahları severdim ama madalya da almadım. | Open Subtitles | أحب إطلاق النار لكنني لم أحصل على أية أوسمة |
Kameramanları omali'de madalya almış bir denizciydi. | Open Subtitles | نعم، ولم يكن هناك شيء مصورهم كان ضابط بحري في الصومال وحاصل على أوسمة |
Yanan kurbanın adı Donald Kent, madalyalı bir itfaiyeci. | Open Subtitles | الضحية المحروقة هو دونالد كينت رجل إطفاء ذو أوسمة |
"Niye?" diye soruyor sanık, "Otobüsler dolusu çocuğu resmi cinayetlere övgü kolleksiyonuna öküz gibi baksınlar diye gönderiyoruz?" | Open Subtitles | ، لماذا ، يسأل المدعى عليه نرسل حافلة من الأطفال ليحدقوا ببلاهة فى مجموعة من أوسمة جرائم القتل المرخصة ؟ |
Direniş gazilerine Kurtuluş Madalyası takacak. | Open Subtitles | سيقدم أوسمة التحرير إلى محاربين المقاومة. |
Son derece takdirnameli L.A. Emniyet polis memuru 13 sene... | Open Subtitles | ،ضابط الشرطة الحاصل على أوسمة رفيعة . قضى 13 عاما ً فى شرطة لوس أنجيلوس |
Babamın madalyalarını bulduğumda, seçmem gereken yolu fark ettim. | Open Subtitles | عندما وجدت أوسمة أبي، شعرت أنه يخبرني أي طريق يجب أن أسلكه |
İngiliz Kaşifler oldukları için kraliçeden madalya ya da ödül almış olmalılar. | Open Subtitles | ماداموا مستكشفين بريطانيين فلابد أنهم أخذوا أوسمة أو جوائز أخرى من الملكة! |
Yakıtın bitti diye sana madalya vermezler, biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أتعلم , أنهم لا يعطون أوسمة على نفاد الوقود |
Totemin en altındaki adam için çok fazla madalya var. | Open Subtitles | العديد من أوسمة البحرية بالنسبة لشخص غير مهم. |
Güneyli Onur Madalyası dahil 6 madalya sahibi. | Open Subtitles | ''تقلد 6 أوسمة منها ''صليب الشرف الجنوبي |
Ölesiye çalışmak istiyorsan benim için sorun değil ama madalya da vermem ekstra ücret de ödemem. | Open Subtitles | إن أردت العمل حتّى تسقط مُنهكًا، فعلى الرحب لكنّي لا أمنح أوسمة شرف، ولا أدفع أجرًا للعمل وقتًا إضافيًا. |
Kara Kuvvetlerinden bir sürü madalya almış bir askersiniz fakat sayfa çevirdikçe okuması üzücü bir hâle geliyor. | Open Subtitles | جندي حاصل على أوسمة من وحدة الاستطلاع في الجيش وصفحة تلو الأخرى تشير إلى امتلاكك سلوكًا أخلاقيًّا عميقًا ومقلقًا |
Bizi tebrik etti ve uygar görüntümüz için bize madalya verdi. | Open Subtitles | ... فهنّأنا و أعطانا أوسمة لكوننا متحضرون |
Bunun için madalya alacaksınız. | Open Subtitles | أنتم يا رجال ستحصلون على أوسمة لأجل هذا |
Bana madalyalı bir denizcinin, polis yerine seni aradığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | أن جندي مقلد أوسمة إتصل بك بدلا من الشرطة |
Hayır, başka yalan söylemedi. O, madalyalı bir askerdir. | Open Subtitles | كلا، لم يكذب بشأن شيء، إنّه جندي حامل أوسمة خدم بلاده بشرف. |
Nicolás Ricardo Márquez, madalyalı bir Bin Gün Savaşı gazisi ve Kolombiya'daki muhafazakâr hükûmete karşı ayaklanmaya dair anıları Gabriel García Márquez'i sosyalist görüşe yönlendirmiş. | TED | نيكولاس ريكاردو ماركيز كان محاربًا حصل على أوسمة لحرب الألف يوم كما أنه قاد التمرد ضد حكومة كولومبيا المحافظة دافعًا غابرييل غارسيا ماركيز إلى تبنّي النظرة الاشتراكية. |
övgü falan istemez kimseden. | Open Subtitles | أوسمة |
59 düşman öldürmüş, 2 gümüş, 4 bronz yıldız, 4 gazilik Madalyası ve şeref Madalyası. | Open Subtitles | قتل 59, ونال وسامين من النجم الفضي و 4 برونز و 4 أوسمة للشجاعة. |
Son derece takdirnameli L.A. Emniyet polis memuru 13 sene... | Open Subtitles | لديه زوجة و أربعة أطفال ،ضابط الشرطة الحاصل على أوسمة رفيعة . قضى 13 عاما ً فى شرطة لوس أنجيلوس |
Chip dedemin savaş madalyalarını köprüden aşağı attım. | Open Subtitles | لقد رميت بعضاً من أوسمة الحرب الخاصة بجدي (شيب) من على الجسر |