Sessiz kalma hakkın var ama ben bunu tavsiye etmem. | Open Subtitles | لديك الحق فى البقاء صامتاً و لكنى لا أوصى بهذا |
Hayatını başka insanlara emanet ediyorsun. Seni kim tavsiye etti? | Open Subtitles | إنّكِ تولين الثقة على حياتك للناس، لذا من أوصى بكِ؟ |
Milton Okulundan Pat Wickam, Bay Schneebly'i aramamı önerdi. | Open Subtitles | بات ويكام في واجبات ميلتن المدرسية قد أوصى بأنّ أتصل بالسّيد شنيبلي |
Savci toplum hizmeti önerdi. | Open Subtitles | أوصى المدعي العام بخدمة عامة وكان هذا خطأك. |
Sakatlığını ve cezasının... altı yılını çekmiş olduğunu dikkate alarak şartlı tahliye öneriyorum. | Open Subtitles | مع الأخذ فى الإعتبار حالته الصحية والسنوات الست التى قضاها هنا أوصى بالإفراج عنه |
9000 dolarlık tabutu öneren diğer Bay Fisher'dı. Ben istemedim. | Open Subtitles | السيّد (فيشر) الآخر أوصى بتابوت بعسر 9 آلاف، لم أطلُبه. |
Mason CTU'yu yönetmeni önermiş olabilir, ama kalman için takdirim gerekiyor. | Open Subtitles | جورج ماسون قد أوصى بأن تدير الوحدة ولكنك تحتاج إلى موافقتي |
Belki de banliyöleri fırtınayla almak doktorun önerdiği bir şeydir. | Open Subtitles | ربما هجمة خاطفة على الضواحي هي ما أوصى به الطبيب |
İki listeyi karşılaştırdım ve buldum ki bir yandan açık bir şekilde tavsiye ettikleri uzmanlıklar, antreman yöntemleri var. | TED | قارنت بين اللائحتين ، وما تجد أن هناك ظاهريًا ، الخبرة التي أوصى بها ، وأساليب تدريب معينة. |
Bildiğime göre olmadı. tavsiye ettiği şu terzi dün yine buradaydı. | Open Subtitles | ذلك الترزى الذى أوصى به كان هنا ثانية بالأمس |
Roark'u tavsiye eden sizdiniz. | Open Subtitles | لقد كان أنت من أوصى برورك منذ اللحظه الأولى |
Acil durum bekleme koordinatlarına sıçramayı tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | أوصى بأن نقوم بالعبور إلى الإحداثيات الطارئة البديلة. |
Acil durum bekleme koordinatlarına sıçramayı tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | أوصى بأن نعبر إلى إحداثيات الطوارئ البديلة |
Acısını dindirmek için, doktorunun tavsiye ettiği küçük bir ilaç içti... | Open Subtitles | لتخفيف آلامه، تناول حبّة بيضاء أوصى بها طبيبه |
Oteldeki dul babalardan biri önerdi. | Open Subtitles | أوصى به أحد الآباء المطلقين في هذا الفندق |
Onları tanıyordu ve onları, şu yeraltı mahkemesinin bir anda oluşturduğu görevi yapabilecek kişiler olarak önerdi. | Open Subtitles | وقد أوصى بالرجال الذين يمكنهم ملء هذا الدور الجديد التي تم إنشاؤها فجأة من قبل محكمة المافيا |
Beni gönderdiğin hastane Joy'a kendimi affettirmemi önerdi. | Open Subtitles | أوصى المستشفى الذي أرسلتني إليه بمصالحتها. |
Kaptan, yeni rota öneriyorum: 2-2-9 manetik dereceye yönelelim. | Open Subtitles | جديد مسار بإتباع أوصى القبطان، أيها مغناطيسية درجة 239 بإتجاه |
Skyler onsuz iki gün dayanamayacağımı sanıyor ama seni öneren kankam sağ olsun gizli bir silahım olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | سكايلور) تعتقد أنني لايمكنني الاستغناء عنها ليومين) ولكن الشكر لصديقي الذي أوصى بك انها لاتعلم أن لدي سلاحاً سرياً |
Aslında, doktorlarından oluşan ekip aylar sürecek bir tedavi önermiş. | Open Subtitles | في الحقيقة، أوصى فريقٌ من الأطبّاء بأشهرٍ من النقاهة ... |
Bu kimlik bazlı okuma programı, zenci erkek çocuklarının önerdiği düzenlenmiş bir çocuk kitapları listesi. | TED | هذا البرنامج القائم على الهويّة يستخدم قائمة مختارة من كتب الأطفال التى أوصى بها الأولاد السّود. |
Hayır beni tanımıyor. Unicore'dan Mike Talbot önermişti. | Open Subtitles | لا, لا يعرفني, (مايك تالبوت) أوصى بي من "يونيكور" |
Bu tip işleri kaldıramıyorsan Allegheny County'deki bir ortaklık programını sana önerebilirim. | Open Subtitles | لو أنك لا تستطيع التعامل مع هذا النوع من القضايا، يمكنني أن أوصى بعض برامج الزمالات في "مقاطعة الليجاني". |
Dr Wen'in Bonnie'yi önerdiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن الدكتور "وين" أوصى بـ"بوني" |
Mansoor Lakhani tarafından önerildiniz. | Open Subtitles | قد أوصى بك من قبل (منصور لاخاني). |