"أولادها" - Translation from Arabic to Turkish

    • çocuklarını
        
    • çocukları
        
    • çocuklarının
        
    • çocuklarıyla
        
    • çocuklarından
        
    • çocuklarına
        
    • çocuklarında
        
    Bunu.. ...köyümdeki yaşlı kadın... ...çocuklarını kaybetmiş kadın için yapıyorum. TED أفعل هذا بسبب أمرأة عجوز في قريتي الآن، فقدت أولادها.
    Kadınla çocuklarını öldürmek sana zevk mi verecek? Boyun mu uzayacak? Open Subtitles ستشعر بشعور جيد أن تقتل أم و أولادها , ذلك يجعلك تشعر بأنك قوى
    Eğer kocasıyla kalırsa bir daha ona asla güvenemeyecek, eğer ondan ayrılırsa çocukları sıkıntı çekecek. TED إذا بقيت مع زوجها، فإنها لن تثق فيه مجدّدا، لكن إذا فارقته، فإن أولادها سيعانون.
    Marilyn Lovell çocukları, komşuları... ve bize söylendiğine göre, Apollo 11 astronotları Neil Armstrong ve Buzz Aldrin ile beraber bekliyor. Open Subtitles تنتظر مارلين لوفيل مع أولادها و مع جيرانها و كما علمنا أيضا مع رائدي الفضاء نيل أرمسترونج و باز ألدرين
    Amerika'daki çocuklarının yanına gitti ama annemi rahatlatmak için, yeğenini göndereceğine söz verdi. Open Subtitles أخذها أولادها إلى أمريكا وحتى تهدأ ماما وعدتها كارميلا أن تبعث لها حفيدتها
    Evet, ama çocuklarının evleri daha güzelmiş. Open Subtitles نعم ولكن أولادها يسكنون في بيوت أفضل بكثير
    Cukor, Ellen'ın uzun bir aradan sonra kendisini tanımayan çocuklarıyla konuştuğu sahneyi çekti. Open Subtitles قام كيكور بتصوير هذا المشهد بعد غياب طويل اليين آردين تتحدث مع أولادها الذين لا يتعرفون عليها كأمهم
    Sanırım köpekler insanlara göre daha kolay; hatta kendi çocuklarından bile. Open Subtitles أعتقد أن الكلاب كانت أسهل من الناس، حتى من أولادها
    Kadınla çocuklarını öldürmek sana zevk mi verecek? Boyun mu uzayacak? Open Subtitles ستشعر بشعور جيد أن تقتل أم و أولادها , ذلك يجعلك تشعر بأنك قوى
    Karısı çocuklarını tek başına nasıl yetiştirecek? Open Subtitles وكيف يمكن لزوجته أن تربي أولادها بمفردها؟
    Kutudaki melodi çocuklarını... çok sakinleştirirmiş. Open Subtitles يبدو ان اللحن كان له تأثير مهدئ على أولادها
    Ama çocuklarını kaybeden diğer aileler için de çok üzülüyorum. Open Subtitles لكننى أيضا أشعر بالأسف على العائلات الأخرى التى تفقد أولادها بينما نتحدث الآن
    Ve daha önce hiç, bir kadına çocuklarını nasıl yetiştirmesi gerektiğini söylememişti. Open Subtitles و أيضاً، لم يسبق له أن يخبر امرأة كيف تربي أولادها
    Erkek çocukları öldürüldü. Sadece kızı kaldı. Open Subtitles أولادها قتلوا جميعاً فقط إبنته هى من بقيت
    Bu kaltağın, kendi çocukları gibi sevdiği iki tane kanişi var. Open Subtitles هذه العاهره لديها زوج من هذا النوع من الكلاب الذي يدعى البودولز والتي تحبهم مثل أولادها
    Bana söylendiğine göre Barones sabah erken saatlerde çocukları alıp gitmişti. Open Subtitles قيل لي أن البارونة غادرت صباحاً مع أولادها
    çocukları ile ilgilenmek onu çok meşgul ediyor. Open Subtitles و ليس قبل مئة سنة. إنّها جدّ مشغولة بالإهتمام بكلّ أولادها.
    Ten renginden hoşlanmıyor ve çocuklarının renkli olmasını istiyordu. Open Subtitles كانت تكره بشرتها المخلطة و أرادت أن يكتسبوا أولادها اللون الأسود
    Ten renginden hoşlanmıyor ve çocuklarının renkli olmasını istiyordu. Open Subtitles كانت تكره بشرتها المخلطة و أرادت أن يكتسبوا أولادها اللون الأسود
    Ama dört aile çocuklarının cesedini almış, ikisi almamış. Open Subtitles ولكن أربعة عائلات هي التي تسلمت جثث أولادها وإثنتان لم تستلم
    çocuklarıyla başa çıkmak için seçenekler arasında ilaçla tedavi, artık söz konusu değildi. Open Subtitles عندما يأتي الأمر للتعامل مع أولادها لا يمكنها حتى التفكير بالأدوية
    Ben hayatımda daha fazla çalışırken sen karımı yatağına aldın onu çocuklarından ve kocasından uzaklaştırdın. Open Subtitles عندما بدأت أعمل بجد أكبر من السابق أخذت زوجتي إلى سريرك... بعيداً عن أولادها و زوجها... ودعني أخبرك بأني
    O yüzden bu acı durumu daha da uzatarak ne kendine ne de çocuklarına iyilik yapıyor. Open Subtitles إذن.. إنها لا تخدم نفسها ولا أولادها بإطالة هذه التعاسة
    Ayrıca, çocuklarında da bu Kraliyet Hastalığı vardı. Open Subtitles ربما، كما أن أولادها أصيبوا بالمرض الملكي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more