Önceliklerini iyi belirlemeni, it kopuk takımıyla gezmeyi bırakmanı, ve takımına bağlılığını imzalamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن تحدد أولوياتك جيدا وتكف عن التسكع مع هؤلاء الفاشلين وتوقع تعهدك تجاه الفريق |
Önceliklerini görevine ve adamlarına göre belirle. | Open Subtitles | أبق دائماً على أولوياتك واضحه ، تنفيذ مهمتك و الحفاظ على رجالك |
Piper bebek sahibi olacaksın. önceliklerin değişti. | Open Subtitles | حسناً بايبر أنت ستلدين طفلاً أولوياتك تغيرت |
Evet, bir süredir seninle önceliklerin konusunda konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | نعم، فقد كنتُ أنوي مؤخراً محادثتكَ عن أولوياتك |
Bak, senin önceliğin belli, benim önceliğim belli. Şu anda çatışıyorlar. | Open Subtitles | إنظر ، أنت لديك أولوياتك ولدي أولوياتي ، الآن هم متشابكين |
Kızıma ve o kızlara bakmalısın. Şu anda önceliğin bunlar. | Open Subtitles | نعم, يجب أن تهتم بإبنتي وإبنتيك تلك هي أولوياتك |
Önceliklerinin ne olduğuna dair kanıt görmek isteyeceklerdir. | Open Subtitles | هم يريدون رؤية دليل أن أولوياتك مازالت فى مصلحتهم |
Fakirseniz, yolsuzluk sizin önceliğiniz değildir. | TED | عندما تكون فقيراً فإن الفساد ليس من أولوياتك |
Sen Önceliklerini belirlemişsin... | Open Subtitles | من الواضح انه عندك أولوياتك المباشرة لذا |
Bazen hayatın keşmekeşi içinde insan Önceliklerini unutuyor. | Open Subtitles | أتعلم ؟ الحياة أحياناً تصبح مجنونة ويصبح من السهل أن تنسى أولوياتك |
Ben-ben gerçekten burada Önceliklerini gözden geçirdiğine sevindim ama bu çocuğu almana izin vermem asla ama asla mümkün değil. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنكِ أنكِ اعدت تنظيم أولوياتك لكنني لن أدعكِ تأخدين هذا الطفل |
Eğer bir aile sahibi olmak istiyorsan, Önceliklerini belirlemelisin. | Open Subtitles | تريدين أن تحظي بعائلة، يجبُ أن تحدّدي أولوياتك. |
Öyleyse iyice düşün, ... Önceliklerini gözden geçir sonra bana dönersin. | Open Subtitles | إذاً , فكر بالأمر. إعمل على أولوياتك وعد إلي. |
Sonunda önceliklerin olduğunu gördüğüme çok mutlu oldum. | Open Subtitles | سعيد لرؤيتك أخيراً تضع أولوياتك بالترتيب |
önceliklerin bu mu, kırmızı et ve mazi? | Open Subtitles | هل هذه أولوياتك اللحم المشوي و الأغاني القديمة؟ |
Senin önceliklerin var. Onları yargılamak bana düşmez. | Open Subtitles | لديكِ أولوياتك بعيدة عن سؤالهم |
Dr. Brennan, dosyaya verdiğiniz önceliğin farkında... | Open Subtitles | الطبيبة برينان كانت واضحة جداً حيال أولوياتك بخصوص هذه |
Eğer herşeyi planlıyor ve sahneliyorsan, ilk önceliğin saldırgana ait ortalarda delil bırakmak olmaz mı? | Open Subtitles | إن كنت ستخطط وتعد الأمر كله ألن تكون أولوياتك هي ترك دليل على مهاجم في مسرح الجريمة ؟ |
Meg, babanla iyi vakit geçirdiğine çok seviniyorum ama Önceliklerinin önüne geçmesine izin verme. | Open Subtitles | ميج ، أنا سعيدة أنكي تقظين وقتا طيبا مع والدك، ولكن لا تدعه يلهيك عن أولوياتك. |
Önceliklerinin yerinde olması güzel. | Open Subtitles | من الجيد أن نعلم أن أولوياتك في محلها |
Ellerinden geleni yapsınlar. önceliğiniz bu. | Open Subtitles | تأكدي من أنهم سيفعلون وإجعلي ذلك من أولوياتك القصوى |
Aslında sadece kankalarına değer verdiğini ve onlara öncelik verdiğini söyleyen bir tür şaka. | TED | في الواقع هي أشبه بمداعبة أنك تهتم بإخوتك وتضعهم على قائمة أولوياتك. |
Elbette senin önceliklerinle de ilişkilidir. | Open Subtitles | بالطبع، ويعتمد على أولوياتك. |