Ben bunu istiyorum. Ouli ile aranda geçen şeyi istiyorum. | Open Subtitles | أريد هذا ، أريد الشئ الذي بينك و بين (أوليّ) |
Bugün başıma garip bir şey geldi. Russel'ın spor salonundaydım, ve eski karısı Ouli ile karşılaştım. | Open Subtitles | حدث شئ غريب لي اليوم ، كنتُ في الصالة الرياضية لـ (روسل) ، ودخلتُ على زوجتة السابقة (أوليّ) |
Biz Oaxaca'da tatildeyken, Ouli yaklaşık sekiz saatlik yol boyunca bu şarkıyı mırıldandı. | Open Subtitles | عندما كنا في أجازة في (أواكساكا) دندنت (أوليّ) تلك الأغنية لـ 8 ساعات للقيادة |
Bir şeyler eksik. Benim de Ouli ile aranda geçen kavgadan önce bunun farkında değildim. | Open Subtitles | هناك شئ مفقود ، لا أدري ماذا يكون حتى شاهدتك أنت و (أوليّ) الليلة الماضية |
Ouli ile birlikteyken kendimi odun parçalayıcısına giderek yaklaşıyormuş gibi hissediyordum. | Open Subtitles | عندما كنتُ مع (أوليّ) ، لقد كانت تتجه أقرب بـ أقرب لـ الأغصان الخشبية |
Ouli sürekli yanımızda ve biz bu konuda konuşmuyoruz emin değilim ama... düşününce, bizim için iyi olur gibi geldi. | Open Subtitles | أنها كـ... . (أوليّ) ، أنها كـ الوجود الذي يلوح في الأفق ، ونحن لا نتحدث عنه |
Başta gerginlik olabilir biliyorum, çünkü Ouli Russell'ın çok sevdiği birisi değil ama ben boşanmış bir ailede büyüdüm, ve bu konuları yönetmekte oldukça iyiyimdir. | Open Subtitles | أدري أنّ الوضع سيكون متوتراً في بداية الأمر " (لأن (أوليّ) ليست الشخصية المُفضلة لـ (روسل " لقد تربيتُ مع والدين مطلقين ، وأنا جيدة للغاية في التعامل في هذة المواقف |
Ouli harika, Russell harika. | Open Subtitles | # أوليّ) بخير و (روسل) بخير) # |
Hey, Ouli... | Open Subtitles | مهلاً ، (أوليّ)... ... |