"أولُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • İlk
        
    Buraya ilk kez geliyorum. Biraz pahalı gibi geldi bana, haksız mıyım? Open Subtitles أولُ مرةٍ لي هنا، أظنُ أن الاسعار مرتفعة، على ماتحصل عليه، صحيح؟
    İlk ikisi intikam almak ve insanların kontrolünü elinde bulundurmaktır. Open Subtitles أولُ وثاني إهتمامين هما بأن ينتقم من الناس ويتحكم بهم.
    İlk dejenerasyon belirtileri burada görünür hale geliyor. Open Subtitles ذلك حيث ظهرت أولُ التغييرات الإنحلالية للانسجة
    Bundan sonra, artık ilk adım yok. Open Subtitles من الآنَ فَصَاعِدَاً، أنا لَيْسَ لِي اسمُ أولُ.
    Buraya ilk geldiğim gün saplanmıştım. Open Subtitles أولُ يَومٍ جِئتُ فيه إلى هُنا تَعَرضتُ للطَعن.
    İlk giriş, yeryüzünde var olan en güçlü ve şeytani vampir Lilith'i anlatır. Open Subtitles ليليث أولُ وأقوى مصّاصة دماء شريّرة على وجه الأرضِ
    İlk hedefimiz belli oldu. 57 dakika önce Krakow Havalimanından geçiş yapan göçmen. Open Subtitles لديننا أولُ هدف اجتاز الهجرة في مطار كاراكو قبل 57 دقيقة
    Insanlar Bristol'de okudugumu ögrendiklerinde ilk soracaklari şey erkek arkadasini taniyormuyum olacak.. Open Subtitles أذهب للجامعة، أولُ شيء يسألونهُ إذا كنتُ أعرفُ حبيبُكِ
    Şimdi bütün kehanet güçlerinle söyle, hiç tahmin edebilmiş miydin, bir fili ortadan kaybederken beni ilk gördüğünde, Open Subtitles أخبريني، بكل قدراتُك بالتخمين هل تنبأتي مرةً، عندما رأيتني أولُ مرةً أخفي الفيل أنا وفرقتي الصينية،
    Topluluğun ilk kuralı, yoldaş. Kimse yalnız bağış toplamayacak. Open Subtitles أولُ قاعدة للمجموعه هي الرفاقه، لا أحد يقوم بتجميع المال لوحده
    Aslına bakarsanız, Ömrümde tanıştığım ilk eşcinsellersiniz. Open Subtitles والحقيقة أنكم أولُ مثليين أقابلهُم في حياتي بأكملها
    İlk yardım ekiplerine göre 6 ölü, 16 yaralı var. Open Subtitles أولُ المستجيبينَ قدمَ تقاريرعن ستِ وفياتٍ وستةَ عشرَ إصابَة
    Hadi bakalım, ilk ders. Bunları ahıra götür. Open Subtitles حسناً، أولُ درس خذ هذه وإذهب بها للحظيرة.
    - İlk yaptığım şey, onu başka bir odaya götürmek oldu. Open Subtitles أولُ شيء فعلته كان نقلها إلى غرفةٍ اخرى.
    Bunu yapan ilk sen olurdun ve ödülü kazanırdın. Open Subtitles إنَّكـَ أولُ شخصٍ يدخلُ من هذا الباب في هذه القضيّة, ولهذا فقد ربحتَ جائزة
    Eğer suç işleseydik tanığın ilk fark edeceği şey ne olurdu? Open Subtitles ،لو إرتكبنا جريمةً ماهو أولُ شيء سلاحظهُ شهود العيان؟
    Karşısında beni tedirgin eden ilk insan. Open Subtitles .إنهُ أولُ رجلٍ قابلتُه يجعلني بالواقع متوّتر
    Ama bu sadece tüm savaşları bitirecek büyük savaşın ilk çatışması. Open Subtitles لكنها أولُ معركةٍ فحسب .بالحربِ العظيمة التي ستنهي جميعَ الحروب
    Bu yılki ilk buluşmamız. Open Subtitles .حسنٌ, إنها أولُ مرةٍ بهذه السنةِ نجتمعُ فيها
    İlk antrenman bugün değil miydi? Open Subtitles مهلاً, إنَّ اليومَ هو أولُ يومِ تدريبٍ, أليسَ كذلكـ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more