"أو شيء من هذا" - Translation from Arabic to Turkish

    • falan
        
    • ya da öyle bir şey
        
    • filan
        
    • ya da başka bir şey
        
    • gibi bir şey
        
    • yoksa
        
    • ya da bir şey
        
    • mı ne
        
    • veya öyle bir şey
        
    • veya başka bir şey
        
    • Bir çeşit
        
    • ya da başka birşey
        
    Ama sonra gaz içeri falan mı kaçtıysa artık, inek patladı. Open Subtitles لكن ذلك الغاز عاد إلى الداخل أو شيء من هذا القبيل
    O kadar meraklıysan götür tüy örneği falan, bir şeyler al. Open Subtitles إذا كنتَ مهتماً خُذ بعض العينات للفراء أو شيء من هذا
    Yıkamaya ya da tamir etmeye falan götürmüş olabilir misin? Open Subtitles ولا حتى لغسله او إصلاحه أو شيء من هذا القبيل؟
    Para kazanır ve hizmetçinize yollarsın ya da ona yeni bir iş bulabilirsin ya da öyle bir şey. Open Subtitles ربما تستطيع تجميع الأموال وإرسالها إلى مدبرة المنزل أو بإمكانك مساعدتها لإيجاد وظيفة جديدة أو شيء من هذا القبيل
    Bir sürü toz filan alıyor ya. Hasta filan değil ya. Open Subtitles لقد أخذ جميع مساحيقهم و أغراضهم أنه ليس مريضاً أو شيء من هذا القبيل، أليس كذلك؟
    Bu çoban köpeği ya da başka bir şey. Haydi. Yavaşça dönelim. Open Subtitles أنه كلب مراعي أو شيء من هذا القبيل أسرع، استدر ببطيء ولنبتعد
    İstismara maruz kalmış ya da onun gibi bir şey. Open Subtitles هو كان من المُعتدِىِ عليهم أو شيء من هذا القبيل.
    Nerede olduğunu bulmak için ona mesaj falan atabilir misin? Open Subtitles ألا تستطيع مراسلته أو شيء من هذا القبيل وتكتشف مكانه؟
    Geri dönüp bağlarımı koparmalıyım. En azından anneannem hastalandı falan demeliyim. Open Subtitles على الأقل أقول ان جدتي مرضت أو شيء من هذا القبيل.
    Sürekli görseydin ayakkabının içine falan sıçardı. - Ne? - Aynen. Open Subtitles ،لو رأيته طوال الوقت سيتغوّط على حذاءك أو شيء من هذا
    Ben de belki bunu gelecek yirmi yıl falan yaparım diye düşündüm. TED لذلك فكرت أنه ربما يمكنني أن أقوم بنفس الشيء للأعوام العشرون القادمة أو شيء من هذا القبيل.
    Eğer 18. yüzyıl opera kostümleri falan gibi bir iş aldıysam çok derin araştırma yaparım çünkü bu çok ilgimi çeker. Öyle yapmam gerektiği için değil yani. TED إذا تم استخدامي لتصميم أزياء أوبرا من القرن 18، أو شيء من هذا القبيل، أقوم ببحث مستفيض، لأنه مثير للاهتمام، وليس لأنه من المفروض علي القيام بذلك.
    Ben de ne yaptım, yıllarca barlara gidip önüme gelen tüm Eric'lerle birlikte oldum, falan. TED لهذا تعرفون، لسنوات عندما كنت أذهب إلى الحانات وكلما قابلت شخصا اسمه إريك كنت أغازله على الفور، أو شيء من هذا القبيل.
    Çok hasta görünüyorsun Bay Birnam. Ateşin falan mı çıktı yoksa? Open Subtitles أنت تبدو مريضا للغاية هل انت مصاب بالحمى أو شيء من هذا القبيل؟
    Senin sorunun bu. Kompleksin falan olmalı. Open Subtitles هذه هي مشكلتك تعانين من عقدة أو شيء من هذا القبيل
    Sanırım besin zehirlenmesi ya da öyle bir şey olmuş. Open Subtitles أعتقد أنها اصيبت بمثل، التسمم الغذائي أو شيء من هذا
    Birisinin hokkabazlık filan yapmaması için. Open Subtitles في حال كانَ أحدُهُم يقومُ بمُخطَط أو شيء من هذا القَبيل
    Çıkardığın zaman, öksür ya da başka bir şey yap. Open Subtitles عندما تخرج، حاول أن تتنحنح أو شيء من هذا القبيل
    Bu bir toplanti mi, yoksa randevu gibi birsey mi? Open Subtitles أهو إجتماع أو أنه موعد أو شيء من هذا القبيل؟
    Yani, bilemedin duş ya da bir şey dışında. Open Subtitles أعني, تعلم ليس خارج الحمام أو شيء من هذا القبيل
    Çitler hakkında mı ne, seninle konuşacaktı. Open Subtitles لا بد بأنها تود الحديث عن المُلكية أو شيء من هذا القبيل
    Hayır, hayır, hayır. Önceki vergi borçları veya öyle bir şey için arazisi bölünmüş. Open Subtitles كلا ، كلا ، هدم بسبب عدم دفع الضرائب أو شيء من هذا
    Yarın sabah uçağa bineceğim ama bir yemek veya başka bir şey yapabiliriz değil mi? Open Subtitles منذ متي وأنت في المدينة يا أبي ؟ طائرتي تحلق غداً صباحاً لذلك أعتقدت أن بإمكاننا تناول العشاء أو شيء من هذا ؟
    Bir çeşit kör noktaya girmiş olabiliriz. Open Subtitles لابدّ أنّنا في منطقة إنقطاع أو شيء من هذا
    - Biriyle mi buluştun? ya da başka birşey? Open Subtitles ـ هل سترتبطي قريباً أو شيء من هذا القبيل؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more