Ama sonra gaz içeri falan mı kaçtıysa artık, inek patladı. | Open Subtitles | لكن ذلك الغاز عاد إلى الداخل أو شيء من هذا القبيل |
O kadar meraklıysan götür tüy örneği falan, bir şeyler al. | Open Subtitles | إذا كنتَ مهتماً خُذ بعض العينات للفراء أو شيء من هذا |
Yıkamaya ya da tamir etmeye falan götürmüş olabilir misin? | Open Subtitles | ولا حتى لغسله او إصلاحه أو شيء من هذا القبيل؟ |
Para kazanır ve hizmetçinize yollarsın ya da ona yeni bir iş bulabilirsin ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | ربما تستطيع تجميع الأموال وإرسالها إلى مدبرة المنزل أو بإمكانك مساعدتها لإيجاد وظيفة جديدة أو شيء من هذا القبيل |
Bir sürü toz filan alıyor ya. Hasta filan değil ya. | Open Subtitles | لقد أخذ جميع مساحيقهم و أغراضهم أنه ليس مريضاً أو شيء من هذا القبيل، أليس كذلك؟ |
Bu çoban köpeği ya da başka bir şey. Haydi. Yavaşça dönelim. | Open Subtitles | أنه كلب مراعي أو شيء من هذا القبيل أسرع، استدر ببطيء ولنبتعد |
İstismara maruz kalmış ya da onun gibi bir şey. | Open Subtitles | هو كان من المُعتدِىِ عليهم أو شيء من هذا القبيل. |
Nerede olduğunu bulmak için ona mesaj falan atabilir misin? | Open Subtitles | ألا تستطيع مراسلته أو شيء من هذا القبيل وتكتشف مكانه؟ |
Geri dönüp bağlarımı koparmalıyım. En azından anneannem hastalandı falan demeliyim. | Open Subtitles | على الأقل أقول ان جدتي مرضت أو شيء من هذا القبيل. |
Sürekli görseydin ayakkabının içine falan sıçardı. - Ne? - Aynen. | Open Subtitles | ،لو رأيته طوال الوقت سيتغوّط على حذاءك أو شيء من هذا |
Ben de belki bunu gelecek yirmi yıl falan yaparım diye düşündüm. | TED | لذلك فكرت أنه ربما يمكنني أن أقوم بنفس الشيء للأعوام العشرون القادمة أو شيء من هذا القبيل. |
Eğer 18. yüzyıl opera kostümleri falan gibi bir iş aldıysam çok derin araştırma yaparım çünkü bu çok ilgimi çeker. Öyle yapmam gerektiği için değil yani. | TED | إذا تم استخدامي لتصميم أزياء أوبرا من القرن 18، أو شيء من هذا القبيل، أقوم ببحث مستفيض، لأنه مثير للاهتمام، وليس لأنه من المفروض علي القيام بذلك. |
Ben de ne yaptım, yıllarca barlara gidip önüme gelen tüm Eric'lerle birlikte oldum, falan. | TED | لهذا تعرفون، لسنوات عندما كنت أذهب إلى الحانات وكلما قابلت شخصا اسمه إريك كنت أغازله على الفور، أو شيء من هذا القبيل. |
Çok hasta görünüyorsun Bay Birnam. Ateşin falan mı çıktı yoksa? | Open Subtitles | أنت تبدو مريضا للغاية هل انت مصاب بالحمى أو شيء من هذا القبيل؟ |
Senin sorunun bu. Kompleksin falan olmalı. | Open Subtitles | هذه هي مشكلتك تعانين من عقدة أو شيء من هذا القبيل |
Sanırım besin zehirlenmesi ya da öyle bir şey olmuş. | Open Subtitles | أعتقد أنها اصيبت بمثل، التسمم الغذائي أو شيء من هذا |
Birisinin hokkabazlık filan yapmaması için. | Open Subtitles | في حال كانَ أحدُهُم يقومُ بمُخطَط أو شيء من هذا القَبيل |
Çıkardığın zaman, öksür ya da başka bir şey yap. | Open Subtitles | عندما تخرج، حاول أن تتنحنح أو شيء من هذا القبيل |
Bu bir toplanti mi, yoksa randevu gibi birsey mi? | Open Subtitles | أهو إجتماع أو أنه موعد أو شيء من هذا القبيل؟ |
Yani, bilemedin duş ya da bir şey dışında. | Open Subtitles | أعني, تعلم ليس خارج الحمام أو شيء من هذا القبيل |
Çitler hakkında mı ne, seninle konuşacaktı. | Open Subtitles | لا بد بأنها تود الحديث عن المُلكية أو شيء من هذا القبيل |
Hayır, hayır, hayır. Önceki vergi borçları veya öyle bir şey için arazisi bölünmüş. | Open Subtitles | كلا ، كلا ، هدم بسبب عدم دفع الضرائب أو شيء من هذا |
Yarın sabah uçağa bineceğim ama bir yemek veya başka bir şey yapabiliriz değil mi? | Open Subtitles | منذ متي وأنت في المدينة يا أبي ؟ طائرتي تحلق غداً صباحاً لذلك أعتقدت أن بإمكاننا تناول العشاء أو شيء من هذا ؟ |
Bir çeşit kör noktaya girmiş olabiliriz. | Open Subtitles | لابدّ أنّنا في منطقة إنقطاع أو شيء من هذا |
- Biriyle mi buluştun? ya da başka birşey? | Open Subtitles | ـ هل سترتبطي قريباً أو شيء من هذا القبيل؟ |