Hasta yakınlarıyla Çarşambaları görüşüyorum. | Open Subtitles | أخبر العوائل عن حالة مرضاهم فى أيام الأربعاء من الثالثة إلى الخامسة مساءً |
- Yarın. Çarşambaları yaptığı hayır işlerinden biriyle ilgileniyor. | Open Subtitles | غداً، لديها ذلك العمل التطوعي أيام الأربعاء. |
Orada Çarşambaları canlı müzik olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظُن أنَ لديهِم موسيقى حية أيام الأربعاء |
Şöyle yapacağız: Size Çarşamba günlerinizi, maaşınızın yüzde 10'u karşılığında geri satacağız. | TED | و سنفعلها هكذا، سنقوم ببيعك أيام الأربعاء مقابل 10 بالمئة من راتبك. |
Şimdi, eğer hep kemancı olmak istiyorsaydınız, ki muhtemelen olmayacaktınız, gidin ve bunu Çarşamba günü yapın. | TED | لذا، اذا ما كنت بصدد أن تصبح عازف كمان، الشيئ الذي ربما لم تكن، يمكنك الذهاب في أيام الأربعاء. |
Çarşamba günleri iki ya da dört saat sadece bu? | Open Subtitles | ما زالت تحتاج الى اثنين من أيام الأربعاء أو ربما أربعة , لا أعرف |
Çarşambaları yarım gün. Eve yürüyerek gelir. | Open Subtitles | أيام الأربعاء تكون نصف يوم، تعود سيرًا للمنزل |
Ve sonra, Çarşambaları randevularına gidiyor. | Open Subtitles | وبعد ذلك ، في أيام الأربعاء ، تذهب إلى الإجتماع |
Moe, bazı nedenlerden dolayı Çarşambaları açmıyor. | Open Subtitles | لسبب ما دائماً يغلق في أيام الأربعاء |
Çarşambaları hastanedeyim. | Open Subtitles | تعلمين أنني بالمستشفى أيام الأربعاء |
Çarşambaları faturalarını öder. | Open Subtitles | تدفع فواتيرها في أيام الأربعاء |
Çünkü genelde Çarşambaları geliyorum. | Open Subtitles | لأنني عادة آتي هنا أيام الأربعاء |
Sadece Çarşambaları görüşmek istediğinden. | Open Subtitles | يريد أن نلتقي أيام الأربعاء فقط |
Geçen hafta gelmediğiniz için, kendi kendime dedim ki hanımefendi genellikle Çarşambaları geliyor her ne kadar böyle bir havada insanlar evlerinde oturmayı yeğleseler de. | Open Subtitles | بما أنكِ لم تأتي خلال الأسبوع الماضي فقد قلت لنفسي حسناً, في العادة تأتي السيدة الشابة أيام الأربعاء رغم أنه في جو سيء بهذاالشكل... |
Çarşambaları ve cumaları Kore mahallesine gidip alışveriş yaptıktan sonra, Lee'nin marketinde çay içerlermiş. | Open Subtitles | في أيام الأربعاء و الجمعه يذهبون إلى "كوريا تاون" ستسوقون لمدة ساعتين ثم يحتسون الشاي في سوق (لي) بحيّهم |
Çarşambaları halk günü. | Open Subtitles | ساعة سعيدة في أيام الأربعاء |
Çarşamba günleri görüştüğüm biri olduğunu söylememiş miydim? | Open Subtitles | تلك المرأة التي أراها مرة كل أسبوع في أيام الأربعاء |
Kütüphane görevinden önce Çarşamba günleri bilgisayar dersi alıyordum. | Open Subtitles | إضافةً إلى مهمة المكتبةَ، أنا آخذُ صنفَ الحاسوبَ أيام الأربعاء. |
Ve aynı zamanda Radio Boiro'da bir radyo programcısıyım, Çarşamba ve cumaları. | Open Subtitles | كما أنني مذيعة راديو في راديو بيورو أيام الأربعاء و الجمعة |