"أيقنت" - Translation from Arabic to Turkish

    • anladım
        
    • fark ettim
        
    • anlamıştım
        
    • emindim
        
    • olduğunu fark edene
        
    • olduğunu biliyordum
        
    • bulacağını biliyordum
        
    Ancak daha sonra anladım ki bu sadece hiçbir yere varamayacağım bir geceydi. Open Subtitles لكن كل ما مر الوقت أيقنت أكثر انها مجرد ليلة شراب لافائدة منها
    Neler olduğunu hazır olduğun zaman bana anlatabileceğini yeni anladım. Open Subtitles أيقنت أنه أيان تصبحين مستعدة لإخباري بما يحصل معك، فتسخبرينني.
    Son zamanlarda, tek başına olmanın her zaman en iyi yol olmadığını ben de anladım. Open Subtitles لقد أيقنت مؤخراً ، أن الوحدة ليست أفضل طريق
    Ve aniden Batı dünyasının dünya üstündeki egemenliğinin artık sona erebileceğini fark ettim. TED و أيقنت أنه ربما العالم الغربي لن يستمر في السيطرة علي العالم للأبد.
    Kızlarım doğduğu zaman adam olmak nasıl bir hismiş anlamıştım. Open Subtitles لمّا ولد بناتي، حينها أيقنت معنى كوني رجلًا.
    Davina'nın yaşayacağından emindim. O kız yaşam doluydu. Open Subtitles أيقنت أنّ (دافينا) ستنجو، إذ كانت نضّاحة بالحياة.
    Ta ki bu sabah bunun iş ile alakalı olduğunu fark edene kadar. Open Subtitles وهذا كان رأيي قبل هذا الصباح الذي أيقنت به بأن هذا عمل
    Elbette annem ve hemşireler bana inanmadı ama gerçek olduğunu biliyordum. Open Subtitles طبعًا أمي والممرضات لم يصدّقوني، لكنّي أيقنت أن ما رأيته حقّ.
    Beni bulacağını biliyordum. Merhaba, aşkım. Open Subtitles أيقنت أنّك ستهتدي إليّ، مرحبًا يا حبّي الجميل.
    Sabah duruşmasında adliye görevlisi bana gülümsediği zaman, sıçtığımı anladım. Open Subtitles عندما أبتسم ضابط المحكمة في وجهي في صباح يوم المحاكمة، أيقنت أنّي خسرت القضية.
    Hatırladım da bana AIDS'i kaptın dediklerinde bir an için AIDS olduğumu sanmıştım ama sonra anladım ki sadece AIDS şeysinin başkanlığını kapmışım. Open Subtitles أتذكر مرة أنني سأتولى أمر الإيدز لوهلة ظننت أنهم يخبرونني أنني مصاب بالإيدز لكنّني أيقنت انني الرئيس لمجتمع الإيدز
    girişler, çıkışlar, korumaların sayısı... saldırı hakkında konuştukça onlar, yanlış yaptığımı anladım. Open Subtitles مداخلة ومخارجة، وعدد الحراس كلما تحدثوا حيال هذا الهجوم كلما أيقنت أن ما أفترفته كان خطأ
    anladım ki korkularımdan ne kadar kaçarsam kaçayım yine de beni bulacaklar, gerçek olmasalar bile. Open Subtitles لقد أيقنت أنه غير مهم كم أحاول أن أتخطى مخاوفي فإنها ستجدني حتى لو لم تكن حقيقية
    Onları görür görmez gerçek bir şeyler olduklarını anladım. Open Subtitles حالما قرأتهم , أيقنت انهم فناً حقيقياً.
    İşte o an ona arkadaş gözüyle bakmadığımı anladım. Open Subtitles أيقنت بتلك اللحظة ، أن هذهليستصداقة..
    Bayan Kahn. Kızınızın bir arkadaşıydım ve buna sahip olduğumu yeni anladım. Open Subtitles {\cH1BD0D3}/ سَيّدة خان {\cH1BD0D3} لقد كُنت صديقي لأبنتك {\cH1BD0D3} و أيقنت أنّه لا زال لدي هذا{\cH1BD0D3}
    Kendimi plastikler konusunda biraz daha eğittikten sonra, bunun kötü bir şey olduğunu fark ettim. TED ولكن بعد ان تعمقت أكثر فيما يخص البلاستيك أيقنت ان هذا أمرٌ سيء
    İşte o an iki insanı mutlu edebileceğimi fark ettim... ve bu insanlardan bir tanesi ben olacaktım. Open Subtitles .. أيقنت في تلك اللحظة .. بأنه يمكنني اسعاد شخصين و أحدهما سيكون أنا
    Sara'yı bulamadığımızda, sahiden çıkmaza girdiğimizi anlamıştım. Open Subtitles حين لم نجد سارة أيقنت تماماً أن الأمر طريق مسدود
    Evet. O tür bir şey olduğunu anlamıştım. Open Subtitles أجل، أيقنت أنّك امتهنت عملًا من هذا القبيل.
    Biliyorsun, son bıraktığımda Klaus'tan sonsuza dek nefret edeceğinden emindim. Open Subtitles لمّا غادرت آخر مرّة، أيقنت أنّك ستكرهين (كلاوس) للأبد.
    Ta ki bu sabah bunun iş ile alakalı olduğunu fark edene kadar. Open Subtitles الذي أيقنت به بأن هذا عمل ولكن ما بيننا ليس كذلك
    O zaman onu kurtarabilmek için yapmam gereken tek şeyin buraya getirmek olduğunu biliyordum. Open Subtitles وكل ذلك الوقت أيقنت أنه لكي انقذ حياتها يجب ان احضرها هنا
    Hep bunun bir gün son bulacağını biliyordum. Open Subtitles لطالما أيقنت أن النهاية ستأتي لا محالة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more