Bununla beraber, bu talebi geri çevirmemiz için bir sebep göremiyorum. | Open Subtitles | مَنْع ذلك، أنا حقاً لا أَرى أيّ سبب لرَفْض هذا الطلبِ. |
Bay Jones, Emilio Medina'nın silah taşıması için bir sebep var mı? | Open Subtitles | السّيد جونز، هناك أيّ سبب الذي إمليو المدينه هَلْ يَحْملُ a بندقية؟ |
Bu iki kişinin evlenmemesi için... bir nedeni olan varsa... | Open Subtitles | لو أن هناك أي واحد هنا يَعْرفُ أيّ سبب.. يمنع هذان الإثنان من الزواج.. |
Hastane koridorlarında başıboş dolaşmasının bir sebebi var mı? | Open Subtitles | هل هناك أيّ سبب لتجولها في المستشفى بدون عناية؟ |
Bu konuda gerçegi bana söylememen için bir neden var m? | Open Subtitles | هل هناك أيّ سبب يمنعك من قول الحقيقة عن ذلك |
Onun için hiçbir neden yoktu olmak yuvarlıyor. | Open Subtitles | لمْ يكن هناك أيّ سبب له ليتواجد في الشُقة. |
Üç yıl önce, banka aldığımız kredinin Hiçbir sebep göstermeden faiz oranlarını yükseltti. | Open Subtitles | مُنذ ثلاثة سنوات رفع البنك عائد الأستثمار، على رهننا من دون أيّ سبب. |
Seni hapse atacak bir sebep bulmak çok hoşuma gider. Anladın mı? | Open Subtitles | أنا اكون ّ سعيدا جدا لأيجاد أيّ سبب لتبتعد عنا |
Şimdi bulaştırmak için de bir sebep göremiyorum. | Open Subtitles | و لا أرى أيّ سبب يدفعه للأشترك بهِ الآن. |
Kardeşinizin, davalı lehinde veya aleyhinde olması için özel bir sebep geliyor mu aklınıza? | Open Subtitles | أيمكنكَ التفكير في أيّ سبب ليكون لأخيك أيّ تحيّز ضدّ المدعى عليه؟ |
Yabancı değiliz ki kardeşiz. Saklamak için bir sebep mi var? | Open Subtitles | .نحنُ إخوة، ولسنا غرباءاً هل هناك أيّ سبب للإختباء؟ |
- Öyle olmuyor. Seni veya çocuğunu hayatta tutmak için bir sebep göremiyorum o zaman. | Open Subtitles | إذن لا أرى أيّ سبب يجعلني أبقي على حياتك أو حياة جنينك |
Onların ölmesini isteyecek bir bir sebep bulamıyorum. | Open Subtitles | يبدو أننا لا نستطيع إيجاد أيّ سبب لرغبة أحد في قتلهما. |
Burada kimin mutsuz olmak için bir nedeni var ki? | Open Subtitles | الذي لَهُ أيّ سبب هنا لِكي يَكُونَ حزينَ؟ |
Birisinin özellikle bu balığı istemesi için özel bir nedeni olabilir mi? | Open Subtitles | هناك أيّ سبب الذي شخص ما هَلْ يُمْكِنُ أَنْ يُريدَ هذا السمكِ المعيّنِ؟ |
Bunu neden ben yapmıyorum, bir sebebi var mı? | Open Subtitles | هناك أيّ سبب بأَنْك هَلْ لا يُريدُني أَنْ آخذَه؟ |
- Evet. Heyetime bunu söylememenin bir sebebi var mı? | Open Subtitles | هل هناك أيّ سبب منعك من إخبار لجنتي؟ |
Birinin bu adamı öldürmesi için bir neden bulamadım. | Open Subtitles | لا أستطيع تخيل أيّ سبب كي يريد أحد قتل هذا الرجل |
Oraya gitmen için hiçbir neden yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك سبب لذهابك هناك، أيّ سبب. |
Bakın, kızımın odasına gitmesi için Hiçbir sebep yok. | Open Subtitles | انظر لا يوجد لديه أيّ سبب للذهاب إلى غرفتها |
Barlow'a göre, hiçbir nedeni yokmuş. | Open Subtitles | وفقاً لـ(بارلو)، لا يوجد أيّ سبب. |
Bayan Simmons-Howe, sizin bu davayı yürütmenizde sakınca oluşturacak ya da Mahkeme Başkanı'nı zor durumda bırakacak şahsınızla ya da şahsi durumunuzla ilgili herhangi bir sebebiniz var mı? | Open Subtitles | آنسة (سيمنس هاو)، هل تعرفين أن أيّ سبب يتعلق بكِ أو بظروفكِ الخاصة، قد يُعيق قدرتكِ في مواصلة القضية و التي يُمكن بأي حال من الأحوال أن تحرج المُستشار؟ |