Ancak çok fazla rüya gördüm Başka bir şey hakkında yazmak artık imkânsız. | Open Subtitles | لكني حلمت كثيرًا البارحة. والآن من المستحبل أن أكتب عن أي شيء آخر. |
Sakin olalım. Başka bir şey konuşalım. Başka neleri konuşmak isterdiniz? | Open Subtitles | إهدؤا وتحدثوا عن شيء آخر عن أي شيء آخر تريدون الحديث |
Şekerleme saatim sırasında yardımcı olabileceğim Başka bir şey var mı? Hayır. | Open Subtitles | هل هناك أي شيء آخر يمكنني أن اساعدك به في وقت قيلولتي |
Tam tersi bir yaklaşımla ele alalım, çevrenizdeki her şeyden daha hassas olmak. | TED | لذا فكروا في المقاربة العكسية، أن يصبحوا ألين من أي شيء آخر حولهم. |
Seni izliyordu ve aşağı yukarı, Başka bir şeye odaklanmaya imkânım yoktu. | Open Subtitles | أشاهدك, الى حد كبير والتي تصنع المستحيل التركيز على أي شيء آخر. |
Yapabileceğim Başka bir şey yok. Bundan dolayı ayrılmam gerekiyor. | Open Subtitles | لا أستطيع عمل أي شيء آخر لهذا عليّ أن أرحل |
Koşmuyor ya da ağrıyı tetikleyecek Başka bir şey yapmıyordunuz. | Open Subtitles | لم تكونوا تركضون أو أي شيء آخر قد يسبب الألم؟ |
Bu genç hanımla ilgili Başka bir şey söyleyebilir misin? | Open Subtitles | إذاً، هل بإمكانك إخباري أي شيء آخر عن هذه الشابة؟ |
İçeri girmeden önce bilmem gereken Başka bir şey var mı? | Open Subtitles | أي شيء آخر يجب أن أعرفه قبل أن أدخل إلى هناك؟ |
Bugün içine etmek istediğin Başka bir şey var mı? | Open Subtitles | أهناك أي شيء آخر تريده افساده قبل ان ينتهي اليوم؟ |
Sana o iğrenç hardallı sandviçleri hazırladı çünkü ağzına Başka bir şey sürmüyordun. | Open Subtitles | من الذي صنع سندويشات ألخردل تلك عندما رفض أن تأكل أي شيء آخر |
Buna para harcamama izin ver, Başka bir şey için istemeyeceğim. | Open Subtitles | دهمي أحظى بالمال لأجل هذا فحسب ولن أطلب أي شيء آخر |
Ve hükümet bunu yapmayı ve Başka bir şey yapmamamızı ve enerjimizi bunun üzerine yoğunlaştırmamızı kararlaştırdı. | TED | وافقت الحكومة على ذلك وليس أي شيء آخر ، وركزنا طاقتنا على ذلك. |
Form tutmak için hedeflerine çoktan ulaştıklarını ve Başka bir şey yapmak istemediklerini anlattılar. | TED | شعروا وكأنهم حصلوا على طموحهم في اللياقة البدنية. ولن يفعلوا أي شيء آخر. |
Aynı 50 yıl önceki gibi görünen Başka bir şey daha söyleyebilir misiniz? | TED | هل بالإمكان تسمية أي شيء آخر يبدو هو نفسه قبل 50 عام؟ |
Ben kente iniyorum. Başka bir şey var mı? | Open Subtitles | انا ذاهب الى المدينة أي شيء آخر ايها الرقيب؟ |
Başka bir şey dediğinizi duymadım ki. | Open Subtitles | ـ إنني لم اسمع أبداً إنّك تتكلم عن أي شيء آخر |
Minnettarlığı ve düşünmeyi öğrenmeden Başka bir şey olamazsın. | Open Subtitles | لن تكون أي شيء آخر حتى تتعلم العرفان بالجميل والتضحية الذاتية |
Onlar en iyisi ve onları çok seviyorum onları her şeyden çok önemsiyorum. | TED | إنهم الأفضل وأنا أحبهم كثيرا. وأنا أهتم بهم أكثر من أي شيء آخر. |
Ona gözlüğü verdiğimde Başka bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sormuştum. | Open Subtitles | عندما أعطيته النظارات، سألته إن كان هناك أي شيء آخر احتاجه |
Onun ya da kardeşin hakkında herhangi bir şey öğrenirsek seni ararız. | Open Subtitles | لو عرفنا أي شيء آخر عنها أو عن أخيك ، سنتصل بك |
Dünyadaki diğer her şey, beni rahatsız edebilecek veya dikkatimi dağıtacak her şey ortadan kayboluyor ve sadece ben kalıyorum. | TED | وكل شيء آخر في العالم، أي شيء آخر قد يضايقني أو قد يستحوذ على انتباهي، يبتعد بعيدًا، ومجرد أنني هناك. |
Güneş sistemimizde buna benzeyen Başka hiçbir şey yok. | TED | لا يوجد أي شيء آخر في نظامنا الشمسي مشابه لهذا. |
Söylemek istediğin Başka birşey var mı? | Open Subtitles | فيردوكس، هل هناك أي شيء آخر كنت أود أن أقول قبل أن أغادر؟ |
- Birşey yap. - Başka birine basmaya korkuyorum. | Open Subtitles | ـ افعل شيئا ـ أنا خائف من ضغط أي شيء آخر |
başka şeyler demek isterseniz, bunu ben yokken yapmanız gerekecek. | Open Subtitles | أي شيء آخر ستنادونني به يجب أن يكون في السر |
Siz hanımlar için Başka ne yapabiliriz? | Open Subtitles | أي شيء آخر يمكنني عمله لكن أيتها السيدتان؟ |