"أَتكلّمُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • konuşabilir
        
    • konuşuyorum
        
    • konuşurken
        
    • konuşuyordum
        
    • konuşmuyorum
        
    • konuştum
        
    • konuşmama
        
    • konuştuğumu
        
    • konuşurum
        
    • konuşmalıyım
        
    Afedersiniz, Bayan Salome, sizinle biraz konuşabilir miyim? Open Subtitles معذرة آنسة سالوم , هَلّ بالإمكان أَنْ أَتكلّمُ معك لمدّة دقيقة؟
    Senin ile biraz konuşabilir miyim? Open Subtitles هَلّ بالإمكان أَنْ أَتكلّمُ معك لمدّة يُدوّنُ؟
    Kendi kendime konuşuyorum, Kulak kabartma. Open Subtitles أنا كُنْتُ أَتكلّمُ مع نفسي. لا تُتصنّتْ.
    Tyler, neden ben Piper'la konuşurken sen biraz daha okumuyorsun. Open Subtitles تيلر، الذي لا تَقْرأُ أكثر بعض الشيء بينما أَتكلّمُ مع الزمّارِ.
    Frasier. Duke'le konuşuyordum. Senin menajerin araya girdi. Open Subtitles فرايزر، أنا كُنْتُ فقط أَتكلّمُ مع الدوقِ على الهاتف ووكيلكَ نَقرا في.
    - Götverenlerle konuşmuyorum! Open Subtitles أنا لا أَتكلّمُ مع نياك الطياز
    - Evet, iyiyim. Frasier, sen gitmeden konuşabilir miyiz? Open Subtitles فرايزر، أمامك يَذْهبُ، هَلّ بالإمكان أَنْ أَتكلّمُ معك لمدّة يُدوّنُ؟
    - Seninle biraz konuşabilir miyiz? Open Subtitles هَلّ بالإمكان أَنْ أَتكلّمُ معك لمدّة ثانية؟
    Onunla konuşabilir miyim? Open Subtitles هَلّ بالإمكان أَنْ أنا فقط أَتكلّمُ معه؟
    Jody, Dinle, seninle konuşabilir miyiz? Open Subtitles إستمعْ، جودي، هَلّ بالإمكان أَنْ أَتكلّمُ معك؟
    - Seninle biraz konuşabilir miyiz baba? Open Subtitles الأَبّ، هَلّ بالإمكان أَنْ أَتكلّمُ معك؟
    - Sadece konuşuyorum. - Babana sebze ver. Open Subtitles لا، انظر، أَنا فَقَطْ أَتكلّمُ مع الولد أنا متأكد أنه يريد أن يكون في بيته مع عائلته، صح؟
    Her gün yüz tane çocukla konuşuyorum. Daha bile fazla. Open Subtitles أَتكلّمُ مع 100 طفلِ كُلّ يوم، تَعْرفُ، أكثر.
    Mağdurla konuşuyorum. Open Subtitles أنا كُنْتُ أَتكلّمُ مع الشاهدة
    Senin hakkında daha önce Amy ile konuşurken de dudak okuyabiliyor muydun? Open Subtitles هل يمكنك أَنْ تَقْرأَ شفاتي في وقت سابق عندما كُنْتُ أَتكلّمُ عنك إلى أيمي؟
    Ben Pauline'le konuşurken, yeniden siz çıkageliyorsunuz. Open Subtitles أَتكلّمُ مَع بولين، والرجل يَظْهرُ.
    Golfçü bir kızla konuşuyordum. Open Subtitles أنا كُنْتُ أَتكلّمُ بهذا فرخِ لاعبِ الغولف
    Hayır, sizinle konuşmuyorum, Bay Martin. Open Subtitles لا، لا أَتكلّمُ معك، السّيد مارتن.
    Telefonda annemle konuştum ve ona gideceğime söz verdim. Open Subtitles أنا كُنْتُ أَتكلّمُ مع أمي على الهاتف ووعدتها بالذهاب لزيارتها
    konuşmama izin veriyorsun, çünkü kendi ağzımdan çıkanları duymamın yeterli bir ceza olduğunu biliyorsun. Open Subtitles تَركتَني أَتكلّمُ لأن تَعْرفَ يَسْمعُ كلماتُي عقابُ بما فيه الكفاية. أَعْرفُ ما أنت تَعْملُ.
    Vic benim FBI'ya konuştuğumu anladı. Open Subtitles فيك إكتشفَ بأنّني كُنْتُ أَتكلّمُ مع مكتب التحقيقات الفدرالي.
    Eğer bana onun adını söylersen, senin için ailesiyle konuşurum. Open Subtitles إذا تُخبرُني اسمَه، أنا سَأَذْهبُ أَتكلّمُ إلى أبويهِ لَك.
    Bayan Kintner'le konuşmalıyım. Open Subtitles أنا يَجِبُ أَنْ أَتكلّمُ مع السّيدةِ كينتنير.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more