Galiba kirli sakalının yumuşak, kremli, poselen gibi cildimde biraktığı hissi seviyorum. | Open Subtitles | أَحْزرُ بأنّني أَحْبُّ الطريقَ قذره اللحية شَعرتْ على دهنيتي الناعمةِ، جلد خزفِ. |
Kızınızı çok seviyorum. Defalarca anlattım ama anlamadı... - Neyi anlamadım? | Open Subtitles | أنا سَأُخبرُه بأني أَحْبُّ ابنته و بأنّني أردتُ التَوضيح لها |
İnanın bana, ikinizi de sevdim, ve ben iki insandan hoşlanınca onlara yardım etmek isterim. | Open Subtitles | اقتلوني ، أحبكُما الإثنان ، وعندما أَحْبُّ شخصان ، أُريدُ مُسَاعَدَتهم |
Her şeyin doğal ve taze olması fikri hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | أَحْبُّ فكرةَ إمتِلاك كُلّ شيءِ جديد و طبيعي |
Gazeteye verdiğiniz ilanı beğendim. | Open Subtitles | أنا حقاً أَحْبُّ ذلك الإعلانِ في الورقةِ. |
Size korku çizgi romanlarını sevmem demiştim. | Open Subtitles | أخبرتُك أنا لا أَحْبُّ مجلات الرعبِ الهزليةَ |
Seni böyle görmekten hoşlanmıyorum. Seni tekrar gülümseteceğim. | Open Subtitles | إنني لا أَحْبُّ رُؤيتك هكذا أنا سَأَجْعلُك تَبتسمُين ثانيةً |
Onları seyretmeyi seviyorum. Bana büyük keyif veriyor. | Open Subtitles | أَحْبُّ مُرَاقَبَتهن يَمْلأونَني بالبهجةِ |
Ben giyim tarzını seviyorum. | Open Subtitles | هؤلاء الرجالِ يَعتقدونَ بأنّني عِنْدي الطعم السيئ في الملابسِ. أَحْبُّ الطريقَ تَلْبسُ. |
-Sosisli sandviçi seviyorum. | Open Subtitles | مِنْ فقط مقانق مقلية. أَحْبُّ مقانق مقليةَ. |
Dinle, biliyorum bana inanman zor ama seninle zaman geçirmeyi seviyorum ve bunda ciddiyim. | Open Subtitles | إستمعْ، أَعْرفُ بأنّه صعبُ لَك لإعتِقادي، لَكنِّي أَحْبُّ إنفاق الوقتِ مَعك، وأنا أَعْنيه. أنا لَنْ أَذْهبَ. |
Çilekli kurabiyeyi severim... ve senin tarzını sevdim. | Open Subtitles | أَحْبُّ كعكةَ الفراولة وأنا أَحْبُّ أسلوبَكَ. |
Senin bu yeni halini sevdim. | Open Subtitles | لَكنِّي أَحْبُّ هذا الجديدِ أنت. |
Ben evi sevdim. Bence güzel bir ev. | Open Subtitles | أَحْبُّ هذا البيتِ أعتقد انة بيت جميل |
Şu halkla ilişkiler programı fikri hoşuma gitti. | Open Subtitles | أَحْبُّ مثل تلك الحفلة للعلاقات الإجتماعيةِ. |
Açılış için seçtiğin fıkrayı beğendim. Çok komik. | Open Subtitles | أَحْبُّ هذه النكتةِ الإفتتاحيةِ كُتِبتَ. |
Yalan söylenmesini sevmem. Onda konseyinin dağıtılmasını istiyorum.s | Open Subtitles | لا أَحْبُّ أَنْ أُكْذَبَ أُريدُ تَحطّيمَ مجلس الأوندا |
Çünkü bedenimden hoşlanmıyorum, ben erkekler için kolay lokmaydım. | Open Subtitles | لأنني لا أَحْبُّ جسمَي، أنا كُنْتُ فريسةً سهلةً. |
Ve benimle dans eden kişiden gerçekten hoşlanıyorum. | Open Subtitles | وأنا أَحْبُّ في الحقيقة الذي يَرْقصُ معني. |
Sırları sevmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَحْبُّ الأسرارَ فهى مقرفة كالملابس الداخلية القذرة |
FBI'ın bana gelmesinden hoşlanmam, ...bu yüzden çabuk ilgilenseniz iyi olur. | Open Subtitles | لا أَحْبُّ أن يقصدني عملاء فدراليون لذا عالجي الأمر و بسرعة |
Bu oyunu yönetmeyeceğim. Bu oyundan hoşlanmadım. | Open Subtitles | لَنْ أعْمَلُ هذه المسرحيّةِ لا أَحْبُّ هذه المسرحيّةِ |
Buna bayıldım. Dinle bak, yer gösterici bunu sana vermemi istedi. | Open Subtitles | أَحْبُّ ذلك اكثر المرشد أعطاَني هذا للإعْطاءه إليك |
-Çünkü ben konuşmanın merkezinde olmaktan hoşlanırım ve bunun için bazen konuşmayı süslemek gerekir. | Open Subtitles | أَحْبُّ أنْ أكُونَ المركزَ محادثةِ. أحياناً أنت يَجِبُ أَنْ تُزيّنَ لبَقاء مُمَركَزِ. شيء أكثر واحد. |
Evet, gerçekten o sarı saçlardan hoşlandım, Roz. | Open Subtitles | نعم، أَحْبُّ حقاً ذلك الشَعرِ الأشقرِ، روز. |
Kollarını sevmedim. Kollarını sevmedim. | Open Subtitles | أنا لا أَحْبُّ كفّاتَكَ، أنا لا أَحْبُّ كفّاتَكَ. |