"أَخّوكَ" - Translation from Arabic to Turkish

• Kardeşin
• Kardeşinin
• Kardeşiniz
• ağabeyin
• kardeşine
• Ağabeyiniz
• Ağabeyinin

Benzerliği başından beri sadece ben, yani Kardeşin görebildi.
فقط أنا أَخّوكَ يُمْكِنُ أَنْ يَرى ذلك من البداية

Üzgünüm Katherine ama bu senin Kardeşin değil artık.
آسف،كاثرين، لكن ذلك ما كَانَ أَخّوكَ أكثر.

Kardeşin altı farklı rolü oynamayı nasıl buluyor?
أوه، هناك أَخّوكَ. هكذا يَتمتّعُ بالفرصةِ لعب ستّة أجزاءَ؟

Kardeşinin üzerinde çalıştığı testi duyduğum anda, ilk sırada senin olacağını biliyordum.
حالما سَمعتُ عن ذلك الإختبارِالذى يعَمَل أَخّوكَ عليه كنت أعرف أنك ستكون أول واحد أمى هذا شئ جيد

Yüzbaşı, biz akademideyken Kardeşiniz bize birçok iyi şeyler öğretti.
الكابتين لاسارد، أَخّوكَ علّمَنا الكثير من الأشياءَ في الأكاديميةِ.

Aretha, ağabeyin böyle bir şey yapmaz.
أريثا، الآن، أَخّوكَ لَنْ يَعمَلُ شيء كهذا.

Neden kardeşine seni kulübe almasını söylemiyorsun?
أوه، إبن، الذي لا أنت فقط إطلبْ مِنْ أَخّوكَ إعادتك؟

Kardeşin sonra acıkacak. Belki ona bir sandviç götürsek iyi olur.
يا، يَستمعُ، تَعْرفُ، أَخّوكَ سَيصْبَحُ جائعَ.

Kardeşin benden sana kendini becermeni söylememi istedi.
أَخّوكَ أخبرَني لإخْبارك للمُمَارَسَة الجنس مع نفسك.

Cassandra,gel, Kardeşin Alexandros'u gör.
كاساندرا، تعالى لترى أَخّوكَ أليكساندروس.

Buraya taşındın, Kardeşin oldukça geniş bir arazinin Vikont'u oldu, ayrıca, George kral sen ve Jane Parker'ın düğününü yapacak.
سَأُصبحُ إيرلَ، أَخّوكَ فيكونت. بالإضافة، إستلمنَا عدد مِنْ المنحِ والعقاراتِ الجديدةِ. لذا ديوننا مدفوعة، وأكثر.

İpucunu veren de Kardeşin.
أَخّوكَ الذي الواحد الذي أعطاَني الرأسَ.

Kardeşin, oğlunu okuldan acil bir ailevi durum var diyerek almış.
أَخّوكَ أخرجَ أبننا من المدرسة بشكل طواريء عائلية

Doğru olan ise Kardeşin senin gibi güzel huylara ve de güzel kalbe sahip değil.
الحقيقة هي أَخّوكَ ليس لديه نِصْف ذكاءك أَو نِصْف قلبكَ

Kardeşin Anthony hâlâ iskelede ustabaşı mı?
أَخّوكَ أنتوني ما زالَ رئيس العمال في الرصيفِ؟

Kardeşin kullanıldı ve ortadan kaldırıldı.
أَخّوكَ تم إستعمالَة ثم تم التخلص منة

Kardeşin bana Vietnam'daki şanssız deneyimlerinden bahsetmişti.
أَخّوكَ أخبرَني عنه... تجربتكَ المؤسفة في فيتنام.

Küçük Kardeşin benim kamyonumda saklanıyor.
أَخّوكَ الصَغير يختبئ في شاحنتِي.

Bugün Kardeşinin beni baloya davet etmesi, oldukça romantikti.
أَخّوكَ تماماً الرومانسيون، يَدْعوني إلى a كرة على تأريخِنا الأولِ جداً.

hakaret eden sizin küçük Kardeşiniz efendim ne demek istiyorsunuz?
انه أَخّوكَ الأصغر مَنْ سَيُهينُك. ماذا تَعْني بذلك؟

- Bu gece ödül alan tek kişi ağabeyin değil.
شاهدْ، أَخّوكَ لَيسَ الوحيدَ يُصبحُ a جائزة اللّيلة.

Eğer sessiz olmazsan kardeşine bizden bahsederim.
إذا أنت لَنْ تَكُونَ هادئَ لأن strefomouna أَخّوكَ

Hiç sanmıyorum Doktor Crane. Ağabeyiniz bütün öğlen mutfaktaydı.
أَخّوكَ عُمِلَ بجدّ في المطبخِ.

Polisi ararız. Ağabeyinin sigorta şirketi ona yenisini alır.
ثم نُخبرُ الشرطةَ وتأمين أَخّوكَ يَشتري له سيارة جديدة