"أَعرفُ" - Translation from Arabic to Turkish

• biliyorum
• Bilmiyorum

Ben Dr. Nathan'ın kocasına ne söyleyeceğimi biliyorum... tabii beni cennete alırlarsa.
أنا أَعرفُ ما سأقولُه لزوج الطبيبَة ناثان لو سَمحوا لي بدخول الجَنة

Yeni tanışmış olsak da bunun gerçek aşk olduğunu biliyorum.
و بالرغم من أننا إجتمعناً تواً، أَعرفُ بأن هذا شيء حقيقي

Tobias sana âşıktı, senin de onun kollarını ve bacaklarını kırdığını biliyorum.
أَعرفُ أنَ توباياس كانَ يُحبُك و أنكَ كَسَرتَ ذِراعيه و رِجليه

Wrangler ve ekibiyle sorunlarınız olduğunu biliyorum.
أَعرفُ أنكَ تُواجهُ المتاعِب معَ وانغلَر و طاقَمِه

Şu anda kendini kötü hissettiğini biliyorum. Ama anlamaya çalış.
أَعرفُ بأنّك تشعرين بالبؤس الآن لكن حاولِ أن تفهمِ

Lizzi nin gitmesini istediğini gerçekten biliyorum,
أَعرفُ بأنكم يارفاق تريدونَ من ليزي أن تذَهبَ،

Bu kardeşlikte iyi insanların bol olduğunu biliyorum.
أَعرفُ بأن هناك الكثير من الرجالِ الجيدينِ في هذهـ الأخويةِ.

Affetmek kardeşliğin en önemli yasası dediğini biliyorum...
أَعرفُ بأنّكِ قُلتِ المغفرةَ الفعل النهائي للأختيةِ.

İlişkimize çok yanlış başladığımızı biliyorum çoğunlukla sen yanlış yataktan kalkarak başlattın.
أَعرفُ بَدأنَا علاقتَنا على القدمِ الخاطئة.

biliyorum onun senden nefret etmesini istiyorsun ama ben istemiyorum.
أَعرفُ بأنكِ تريدين منها أن تكرهكِ، لكن أنا لاأريد.

Oyunun harika olacağını biliyorum.
أَعرفُ بأن لعبة الفيديو يُمكِنُها أَن تَبهرهم.

Kimsenin ailelerinin ne düşündüğünü umursamadığını biliyorum.
أَعرفُ بأن لا أحدَ يَهتمُّ بالذي يعتقدهـ أبائهم

Artık öyle olmadığımı söylediğimi biliyorum ama bazen beni çileden çıkarıyor.
أَعرفُ بأنّني قُلتُ بأنني لَستُ تلك الفتاة بعد الآن، لكن أحياناً هو فقط يَصِلُني لنفسي

Bütün kardeşliklerin amaçsız bir hayata geçiş noktası olduğunu düşündüğünüzü biliyorum.
أَعرفُ بأنكم تعتقدونَ بأن الأخويات والنوادي النسائية نوعاً ما طريق للمخدّرات لـ حياة عديمة الجدوى.

Çok büyük sorun. Bunu yenmeyi siz çocukların ne kadar istediğini biliyorum.
أي مأساة فظيعة.أَعرفُ يارجـال كَم تُريدونَ الدعامة.

Başkanı ben öldürmedim. Ama kimin yaptığını biliyorum.
،،أنا لَم أَقتل الرئيس لَكن أَعرفُ من قتلها

biliyorum bu benim cevabım değil ancak benim cevabım ne, biliyor musunuz?
أَعرفُ أن ذلك ليس جوابي لكن ما هو جوابي ، تعرفين؟

bak biliyorum su anda büyük stres içindesin... kahretsin haklısın stresliyim!
-و كان يجب أن نتمسك بذلك -انظرِ، أَعرفُ بأنّك متوترة الآن

Şakaydı.biliyorum Shakespeare hayranısın.
كنت أمزح.لأني أَعرفُ أنكِ نصيرة لـ"شكسبير"

Evet, olmadığını biliyorum. Evde yoksun.
حَسناً، أَعرفُ أنّكِ لستِ هناك أَو في "سان دييغو".

Üzgünüm, spitter.Buna nasıl cevap vericeğimi Bilmiyorum
آسفُ , ياسبيتر. لا أَعرفُ حقاً كَيفَ أُجيبُ عن هذا الشيء