"أَلْبسُ" - Translation from Arabic to Turkish

• giyiyorum
• takıyorum
• giydim
• giymişim
• giyseymişim

Ağzımı çalkalamadım, birbirinden farklı çoraplar giyiyorum ve o kadar gerginim ki altıma yapabilirim.
نَسيتُ غَرْغَرَة، أَلْبسُ الجوارب المُسَاءة ملائمة وأَنا عصبيُ جداً أنا يُمْكِنُ أَنْ أُبلّلَ نفسي.

Ocak ayında şort giyiyorum!
أَلْبسُ النقائصَ في يناير/كانون الثّاني!

Hala bir papyon takıyorum. Böylece sana benzeyebiliyorum.
ما زِلتُ أَلْبسُ ربطة عُقدية لذا أنا يُمْكِنُ أَنْ أَشْبهك تماماً

Hala başlık takıyorum, değil mi?
ما زِلتُ أَلْبسُ الخوذة، أليس كذلك؟

Siyah ayakkabının içine beyaz çorabı çoktan giydim bile.
أَلْبسُ الأحذية السوداء بالجواربِ البيضاءِ.

Bunun için yanlış ayakkabı giymişim.
أَلْبسُ الخاطئون أحذية لهذا التغوّطِ.

Keşke denizci kıyafetimi giyseymişim.
يَجْعلُني أَتمنّى بأنّني أَلْبسُ زيَّ بحّارِ

Ters çevrilmiş bir nedime elbisesi giyiyorum.
أَلْبسُ داخلاً وخارجاً لباسَ الوصيفةِ.

- Ama ipek boksör şortu giyiyorum.
- لكن أَلْبسُ ملاكمين حريريينَ.

Toga kıyafetimi giyiyorum.
- أَلْبسُ ثوب توجاي. -[ بعثرة/ ng]

Ben mahkum giysisi mi giyiyorum?
هَلْ أَلْبسُ ملابس مجرم؟

Kulak tıkacı takıyorum, o yüzden zar zor duyuyorum ama yüksek sesli olması gerekiyor, çünkü yataktaki titreşim hoşuma gidiyor.
شاهدْ، أَلْبسُ سدادةَ أذن لذا أنا يُمْكِنُ أَنْ فقط أَسْمعُه بالكاد... لَكنَّه مِنْ الضروري أَنْ يَكُونَ عاليَ بما فيه الكفاية، لأن أَحْبُّ الإهتزازَ في السريرِ.

Ben de özel iç çamaşırı giydim.
أَلْبسُ ملابس داخلية خاصّةَ أيضاً.

Neden mi takım elbise giydim?
لماذا أَلْبسُ بزةً؟

Yanlış elbiseyi giymişim.
أَلْبسُ اللباسَ الخاطئَ.