"أُمرت" - Translation from Arabic to Turkish

• emredildi
• söylendi
• emir
• emredilmişti
• söylendiyse
• sana söyleneni
• Sana emredildiği

O çocukken, saray entrikalarının kurbanı olan annesine, kendini zehirleyerek öldürmesi emredildi.
عندمـا كان طفلاً, أُمرت والدته بالإنتحـار بالسم بعد أن سقطت ضحية لمكائد البلاط الملكي.

Pakistan'ın Birleşik Devletler için mutlak bir nükleer tehdit oluşturduğuna ilişkin kanıt yerleştirmem emredildi.
أُمرت لزرع دليل التي أربكت باكستان في تهديد نووي وشيك. للولايات المتحدة.

Senin ve kızın nereden geldiğiyle ilgilenmemem söylendi.
انظر, لقد أُمرت بألا أكون مهتماً جداً بمكان قدومك و الفتاة

Bana, kumarhaneye bir gecelik giriş hakkınız olduğu söylendi.
أُمرت بالسماح لكَ باللّعب لليلة واحدة بنادى القمار.

Dinle. Karına söylememek için emir aldın değil mi?
أنصت ، لقد أُمرت ألا تقول شيئاً ، صحيح ؟

Bayanlar ve baylar, Bayan Woodhouse bana bir emir verdi, kendisi nerede olursa olsun hep toplantıları yöneten kişi olmuştur.
سيداتي سادتي, لقد أُمرت بواسطة السيدة وودهاوس, التي ,أيا كانت, ترأس جميع المناسبات

Kadın ve çocukları toplayıp Edraan Kalesine göndermem emredilmişti.
لقد أُمرت ان اجمع النساء والاطفال وارسلهم الي حصن "إدران".

Onu oyun alanından kaldırmam emredildi. Çok istediğimiz şeyle aramızdaki engel o.
أُمرت بمحوها من ميدان اللعب، فإنّها عقبة في سبيل مرادنا الحقّ.

Savaşın seyri değişti. Berlin'e dönmem emredildi.
اتخذت الحرب مساراً اّخر أُمرت للعودة الي برلين

Ama efendimin yanından ayrılmamam emredildi.
لكنني أُمرت بأن لا أتركك إطلاقًا

Size hizmet etmem emredildi.
لقد أُمرت أن أبقى في خدمتك

Çünkü öyle yapmam emredildi.
فعلتها لأنني أُمرت بذلك

Ayarlamaları yapmam söylendi.
لأنني قد أُمرت لاتخاذ الترتيبات اللازمة.

Bana 48 saat boyunca beklemede kalmam söylendi.
لقد أُمرت لأكون علي أُهبت الإستعداد لـ48 ساعة

Onu hatırladığınızı kontrol etmem söylendi.
لقد أُمرت بأن أتحقق من تذكرك له.

Sana birinci sınıf bir tedavi sunmam söylendi.
أُمرت أن أقدّم لك أفضل علاج ممكن

Bana zarar vermeyin lütfen. Böyle yapmam için emir aldım.
لا تؤذني، أرجوك لقد أُمرت أن أفعل ذلك

Drake ile buluşmak için emir aldım, ben de öyle yapacağım.
أُمرت بأن لاقي دريك , هنا وهذا ما سأفعله .

Yani bir silah yapımı için emir aldığınızı mı söylüyorsunuz?
أتقول بأنك أُمرت بتطوير سلاح؟

Bombayı düşürmem emredilmişti ben de düşürdüm.
لقد أُمرت أن ألقي بقنبلة وألقيت القنبلة

Onlara anlat, sadece yapmam gerekeni yaptım, ne yapmam söylendiyse.
، أخبريهم بأنني فعلت ما يجب أن أفعله . ما أُمرت أن أفعله

Asla sana söyleneni yapmadın, tam olarak değil.
لم تنفّذ أبدًا ما أُمرت بتنفيذه

Sana emredildiği gibi öldür.
أن تقوم بقتلها كما أُمرت على ذلك