bak, gömleğini çıkar ve gidip biraz eğlen. | Open Subtitles | أُنظُر, إخلع قميصك و أثحصُل على بعض المرح. |
Kont Chocula! bak, milyon tane düğünde bulunduk. | Open Subtitles | أُنظُر, لقد ذهبنا إلى الملايين من حفلات الزفاف |
Arabanın şu haline bak ya! | Open Subtitles | سيَّارتنا مُقدِّمة إلى أُنظُر ، أعني أنا |
Şu posta şahinlere bir Bakın. | Open Subtitles | أُنظُر إلى كل تلك الصقور المُرسلة |
Şöyle bir söz vardı: Carol Ray Eski SeaWorld Eğitmeni "Namu'ya Bakın. | Open Subtitles | لقد كان هُناك، شيئاً مثل، أُنظُر إلى "نامو". |
Hayır, Boog. Korkunla yüzleş. Gözünün içine bak ve de ki "Ben bir boz ayıyım." | Open Subtitles | لا يا بوغ واجه مخاوفك أُنظُر إليه في عينه مباشرةً وقُل |
"İyice bak, çünkü hayatta göreceğin son canlı benim." | Open Subtitles | "أُنظُر جيداً, لأنى آخر كائن حىّ ستراه فى حياتك". |
bak, onunla konuşacak cesaretin yoksa... | Open Subtitles | أُنظُر,إذا كنت لا تمتلك الشجاعة للتحدث إليها... |
Brian, şuna bak. Evin içinde bir su kaydırağı yaptım. | Open Subtitles | (برايان) أُنظُر إلى هذا لقد صنعت مزلاقة مياه في المنزل |
Yukarıya bak. Hyodo. | Open Subtitles | وقد حدث ذلك من قبل أُنظُر للأعلى |
Haline bak, yeğenim. Harikasın. | Open Subtitles | أُنظُر إلى نفسِكَ يا ابن أخي، مُذهِل |
Çok nazikçe. bak, Ufaklık. Bize kirazlı pasta yapmış. | Open Subtitles | جميل جداً ، أُنظُر (جونيور) خبَزَت لنا فطيرة الكَرَز |
Vay! Şu harbi gidişe bak! | Open Subtitles | " واو " أُنظُر الى تلك المركبة الرائعة ! |
- Şu iki küçük deliğe bak. | Open Subtitles | - أُنظُر إلى هذان الثُقبان الصَغيران |
Arif... disari bak. | Open Subtitles | عارف أُنظُر هُناك |
Baba şuna bak. | Open Subtitles | أنت، أبي أُنظُر إلى هذا |
Şuraya bir bak. | Open Subtitles | أُنظُر إلى هُناك |
İşte bu, şu ölü heriflere bak. | Open Subtitles | نعم! أُنظُر إلى هؤلاء الأوغاد الميتين. |
Şurada kullanabileceğiniz boş kısma Bakın. | Open Subtitles | أعني، أُنظُر للمساحة التى لديك هُنا! |
Pekâlâ Bay Sachs bana Bakın. | Open Subtitles | حسناً. سيد "ساك"، أُنظُر إليّ. |
- Bakın, bir yumruk! | Open Subtitles | أُنظُر ، قَبضة - |