Gizli kalmasını tercih edeceğim birçok sırrım var. | Open Subtitles | لدي العديد من الأسرار التي أفضل إبقاءها طي الكتمان |
Sanırım geçmişinde nasıl bir sır yatıyorsa orada gömülü kalmasını istiyor. | Open Subtitles | مهما كانت الأسرار في ماضيها فأظنّها تريد إبقاءها دفينة هناك |
Beklediği böbreği bulana kadar hayatta kalmasını sağlayacağım. | Open Subtitles | إبقاءها على قيد الحياة الوقت كافي للحصول على الكلية التي تنتظرها. |
Kendilerini çalıştıkları kurumlara çok fazla adıyorlar, ve ortaya çıkıp konuşmalarının nedeni, görmekte ısrar etmelerinin nedeni, kurumu çok fazla önemsemeleri ve kurumu sağlıklı tutmak istemeleri. | TED | هم متفانون في العمل للمؤسسة التي يعملون من أجلها، والسبب في رفع صوتهم، السبب في إصرارهم على الرؤية، هو لأنهم يهتمون فعلًا بالمؤسسة ويريدون إبقاءها صحية. |
Bu tuzağı hazırlayanlar gizli tutmak istiyorlar. | Open Subtitles | بجلاءٍ، المعماريون الذين دبّروا لهذه المؤامرة يريدون إبقاءها طيّ الكتمان، |
Onu CIA istasyonuna götürüyoruz. Revirleri var. Onu hayatta tutmaya çalışacağız. | Open Subtitles | نحن نصطحبها إلى محطة الإستخبارات المركزية، لديهم مستوصف، سنحاول إبقاءها حيّة. |
Sanırım geçmişinde nasıl bir sır yatıyorsa orada gömülü kalmasını istiyor. | Open Subtitles | مهما كانت الأسرار في ماضيها فأظنّها تريد إبقاءها دفينة هناك |
Eğer kötülerse, onların karanlıkta kalmasını istemez miyiz? | Open Subtitles | إن كانت أموراً سيئة ألا تريدين إبقاءها مخفية؟ |
Öyle kalmasını sağlamak zorundayız. | Open Subtitles | ويتحتّم علينا إبقاءها على تلك الحالة. |
Onun ülkede kalmasını istiyordum. | Open Subtitles | أردت إبقاءها فى البلد |
Belki Frank de bizde kalmasını istiyordur. | Open Subtitles | ربما يريد منا إبقاءها |
Uyanık kalmasını sağla. | Open Subtitles | حاولي إبقاءها صاحية. |
O yüzden birkaç test yapıp emin olmak için onu bir gün daha burada tutmak istiyorum. | Open Subtitles | لذا أريد إبقاءها هنا يوما آخر وأجري لها بعض الفحوصات للتأكد فقط. |
Ya da kız arkadaşına aittir, o almaya hazır olana kadar orada tutmak için kiralamıştır. | Open Subtitles | أو السجّادة تنتمي لخليلته، حيث طلبت منه، إبقاءها في المخزن حتى تكون مُستعدّة لأخذها. |
Ve bunu yapmanın en iyi yolu onu burada tutmak. | Open Subtitles | والطريقة الأفضل لفعل ذلك هى إبقاءها هُنا |
Ben sadece onu güvende tutmak isteyeceğini düşünüyorum ve bu ona bir-iki küçük yalan söylemeyi gerektiriyorsa, bırak öyle olsun. | Open Subtitles | ما أقوله أنك ستود إبقاءها آمنة ... و إن كان هذا يعني إخبارها كذبة صغيرة أو اثنتين فليكن |
1 ya da 2 gün daha burada tutmak istiyorlar. | Open Subtitles | هم فقط يريدون إبقاءها هنا ليوم أو اثنين |
O zamana kadar onu hayatta tutmaya çalışmamız gerek. | Open Subtitles | حتى ذلك الحين، علينا أن نحاول إبقاءها على قيد الحياة. |
Cameron onu konuşana kadar göz altında tutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | كاميرون يحاول إبقاءها في الحجز حتى تتحدث |
Onu rahatlatmaya devam edebiliriz ama sizin bir karar vermeniz gerek onu yaşam destek ünitesine bağlı tutmaya devam edip etmeyeceğinize dair. | Open Subtitles | يُمكننا إبقاءها مساريحة، ولكن سيتحتّم عليكم إتخاذ قرار إذا كنتم تريدون إبقاءها بأجهزة دعم الحياة الصناعية. |