"إبقائك" - Translation from Arabic to Turkish

    • tutmak
        
    • tutmaya
        
    • tutarak
        
    • tutamam
        
    • tutabilirim
        
    Bütün bu olanlar seni kendime yakın tutmak istediğim için oldu. Open Subtitles كل ما حدث , حدث لأننى كنت أحاول إبقائك بالقرب منى
    Köpekleri geri çekene kadar seni burada tutmak istedim. Open Subtitles أنا كنت أحاول إبقائك هنا حتى يسحبوا كلابهم.
    Seni güvence olarak tutmak istemiştim ama artık çok geç. Open Subtitles أردتُ إبقائك للتأمين، لكن الآن فات الأوان.
    Tatlım, biz sadece seni hayatta tutmaya odaklanmak istiyoruz. Open Subtitles عزيزي أننا نريد فقط التركيز على إبقائك حيا
    Seni asbest hastalığından uzak tutmaya çalışıyorum. Open Subtitles لا شيء. فقط أحاول إبقائك بعيدة عن كل تلك المواد الكيميائية.
    O sevgisini seni acılarından kurtararak değil sana acılar vererek seni orada tutarak gösterir. Open Subtitles إنه يظهر حبه ليس من خلال مساعدتك في تجنب المعاناة، بإرسال المعاناة لك، عن طريق إبقائك هناك.
    Ama ne yazık ki, seni burada beş günden fazla tutamam. Open Subtitles لسوء الحظ، لا أَستطيع إبقائك هنا أكثر من 5 أيام
    En azından seni bu işten uzak tutabilirim. Hemen Paris'i terket. Open Subtitles على الأقل , أستطيع إبقائك خارج هذا "إتركى "باريس
    Ümit vadetmiyorken seni burada tutmak adil olmaz. Open Subtitles ليس من العدل إبقائك هنا عندما تكون فرصك محدودة
    Seni geceleri evde tutmak artık imkansız. Open Subtitles أصبح من المستحيل إبقائك بالمنزل ليلاً بعد ذلك
    Akli dengen yerinde. Seni burada tutmak hem etik olmaz, hem de yasadışı olur. Open Subtitles إنك عاقلة، سيكون غير أخلاقي وغير قانوني إبقائك هنا
    Seni güvende tutmak için tüm gücümü kullanacağım. Open Subtitles لكني سأفعل كل شيء بسلطتي لأساعد في إبقائك آمناً
    O bir sonraki videoyu göstermede hep daha iyi olmak istiyorsunuz ama herkesin izlemek istediği türden mükemmel bir video sunabilecekken, Sİzi ekranda tutmak çok daha ağır basıyor. TED تريد أن تصبح أفضل وأفضل عند اقتراح هذا الفيديو التالي، لكن إذا عرضت الفيديو التالي المثالي الذي يريد الجميع مشاهدته، فسيكون أفضل وأفضل في إبقائك متعلقًا بالشاشة. لذلك فالمفقود في هذه المعادلة
    Lanet olsun, Josh, tüm bu yeniden yapılanma işi... seni burda tutmak üzere planlanmıştı.. Open Subtitles اللعنة, " جوش" كل شيء في إعادة الهيكلة هذه إستندت حول إبقائك
    Sizi temin ederim öncelikli görevlerimden biri sizi güvende tutmak. Open Subtitles حقيقي بشكل مثالي- أنا أؤكد لك- واحدة من أوامري الرئيسية هي إبقائك بأمان
    Seni hayatta tutmaya çalışıyordum. Open Subtitles . كنت أحاول إبقائك علي قيد الحياة
    Seni ondan güvende tutmaya çalışıyordum. Open Subtitles لقد كنت أحاول إبقائك بأمان منها
    Büyük tarihsel olaylardan seni uzak tutmaya çalışıyorum ama. Open Subtitles - أحاول إبقائك بعيدة عن التطورات المهمة
    Onu burada tutarak durumu daha da kötü bir hâle sokuyorsun. Open Subtitles إبقائك له هنا سيزيد الطين بلة
    Onu burada tutarak durumu daha da kötü bir hâle sokuyorsun. Open Subtitles إبقائك له هنا سيزيد الطين بلة
    Eğer "D" notun olursa seni takımda tutamam. Open Subtitles أنت تعرف أنه لايمكني إبقائك في في الفريق وأنت تقديرك مقبول
    - Seni bir tek orada güvende tutabilirim. Open Subtitles إنتظر) إنه المكان الوحيد الذى يمكننى إبقائك فيه بأمان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more