Tek yapmamız gerekenin onlardan daha çok para harcamak olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | إتّضح أنّ جلّ ما علينا القيام به هو أن نصرف عليهم أكثر. |
Ama hayır, ortaya çıktı ki şıllık bana şantaj yapıyormuş. | Open Subtitles | كلاّ، إتّضح أنّ السافلة تقوم بإبتزازي |
Greg'in bay rüya gibi ya da bay çekici olmadığı ortaya çıktı | Open Subtitles | إتّضح أنّ (غريغ) ليس (ماكدريمي) أو (ماكستيمي) |
Zalman Drake'e, Jerome Aspenall tarafından dava açıldığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | إذن، إتّضح أنّ الدعوى القضائية رفعت ضد (دريك زلمان) من قبل (جيروم أسبينال) |
Bunları satın alanın Len olmadığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | إتّضح أنّ (لين) لم يشتريها على الإطلاق |
Tonya'nın üçüncü eşi olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | إتّضح أنّ (تونيا) هي الزوجة الثالثة |
Ashley ve Stone'un içerisinde 240 milimetreliklerin de olduğu bir set Takahara VG bıçaklarının üç hafta önce adlarına alındığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | إتّضح أنّ (آشلي) و(ستون) مُسجّلان لمجموعة من سكاكين (تاكاهارا)، بما في ذلك السكين مقاس 240 ملليمتر، التي شُحنت منذ ثلاثة أسابيع. |