"إثباتها" - Translation from Arabic to Turkish

    • kanıtlamak
        
    • kanıtlanması
        
    • kanıtlayabilirim
        
    • ispatlanması
        
    • kanıtlanabilir
        
    • kanıtlandı
        
    • kanıtlanmadı
        
    • kanıtlayabilirsek
        
    Dosyamızı kanıtlarla, gerçeklerle ve hukuk ilmi ile kanıtlamak zorundayız, Mahkemeye sunmak için de. TED فقضايانا يجب إثباتها بالأدلة والوقائع و الإجتهاد القضائي لتقديمها للمحاكم فيما بعد
    kanıtlamak istediğim belli şeyler var. Open Subtitles لا أعرف ماذا أقول لكم و لكن يوجد بعض الأشياء على إثباتها
    Yoganın en meşhur yararı kanıtlanması en zor olanı olabilir: psikolojik etkileri. TED قد تكون الفائدة الأكثر شهرة لليوجا هي الأكثر صعوبة في إثباتها: آثارها النفسية.
    Eğer matematiği doğru yaparsam, bunu kanıtlayabilirim. Open Subtitles إذا كنت أستطيع فهم الرياضيات بشكل صحيح أستطيع إثباتها
    Yani, matematiksel gerçeklik dünyasında bile ispatlanması imkânsız şeyler var. Open Subtitles حتى في عالمك الرياضي البحت هناك اشياء لا يكن إثباتها
    Bir dava daha ne kadar kanıtlanabilir bilmiyorum. Open Subtitles لم يتم إثباتها لا أعلم كم من الوقت يلزم لهذه القضايا لإثباتها
    Aklıma gelmişken, bu hipotez hâlâ ne kanıtlandı ne reddedildi. Open Subtitles وبالمناسبة، هذه الفرضية لم يٌتمكن من إثباتها بعد
    Gaia teorisi kanıtlanmadı. Open Subtitles دكتور "سيد"، نظرية "جايا" لم يتم إثباتها
    Eğer kanıtlayabilirsek, federal bir suç bu. İşleri hiç kolaylaştırmıyor. Open Subtitles إنها جريمة حكومية إذا تمكنّا من إثباتها
    Taub sana teorinin sadece yanlış değil berbat bir fikir olduğunu da söylerdim ama bunu kan ve gaita tahlili yaptırarak kanıtlamak daha eğlenceli. Open Subtitles سأخبرك لم أظن ان نظريتك ليست خاطئة فحسب بل لديها علة في التكوين لكن من المسل أكثر إثباتها
    Yani şimdi tüm yapman gereken ters bir varsayım kurup denemek ve kanıtlamak. Open Subtitles و الآن ضع فرضيات و حاول إثباتها
    Bunu kanıtlamak üzereyiz şimdi. Open Subtitles نحن على وشك إثباتها... الآن.
    Teorinizin yanlışlığı sadece sağlam temelli olmamasında değil, aynı zamanda kanıtlanması imkansız, değil mi? Open Subtitles مشكلة نظريتك ليس أنها هشة لكن استحالة إثباتها
    Çünkü inandığınız din, kanıtlanması mümkün olmayan bir teori üstüne kurulu ama "tesadüf diye bir şey yoktur" gibi kesin yorumlar atfediyorsun. Open Subtitles الدين يعتمد عملياً على نظرية من الصعب إثباتها ورغم ذلك تؤمنين به مُطلقاً مثل
    Godel matematiğin herhangi bir mantıksal sisteminde, sayılar hakkında doğru olan ama kanıtlanması imkansız ifadeler olduğunu buldu. Open Subtitles برهن (غوديل) أنه في أي نظام رياضي منطقي سيتوافر تعبيرات بخصوص الأعداد وتكون صائبة، لكن لا يُمكنك إثباتها.
    Çok şey biliyorum ve kanıtlayabilirim. Open Subtitles أعرف الكثير من اﻷسرار وأستطيع إثباتها
    Hatta, kanıtlayabilirim de. Open Subtitles -بالوقع، بإمكاني إثباتها .
    Yani, matematiksel gerçeklik dünyasında bile ispatlanması imkânsız şeyler var. Open Subtitles حتى في عالمك الرياضي البحت هناك اشياء لا يمكن إثباتها
    Benim bilmek istediğim bir köpeğin buradan mezun olup olmadığı kanıtlanabilir mi? Open Subtitles ما أريد معرفته هو، هل حصلت كلبة على شهادة هنا بأي طريقة يمكن إثباتها ؟
    Söylemeye çalıştığım şey şu ki hayal gücünüzü akışa bırakın, ama her zaman kanıtlanabilir şeyler üzerine kurmaya çalışın ki okuyucu veya seyirciniz uyum sağlasın ve sizin yazarken aldığınız kadar zevk alsınlar. TED ما أحاول قوله هو أن تجعل خيالك يتدفق بحرية ولكن دائمًا اجعل ما يحدث مستندًا على حقائق يمكن إثباتها حتى ينسجم معها القارئ أو المشاهد ويستمتع بها تمامًا كما استمتعت بكتابتها.
    Bakalım doğru mu anlıyorum; kanun bir cinayetin kanıtlanabilmesi için rivayet niteliğindeki beyanlara izin veriyor ve burada bir cinayet kanıtlandı çünkü kanıtlayan rivayet niyeliğinde bir beyan var. Open Subtitles دعوني أوضح ذلك .. إنه يسمح بالشهادات السماعية طالما كانت كانت هنالك جريمة قتل تم إثباتها
    Sheldon'ın hiçbir teorisi şimdiye kadar kesin olarak kanıtlanmadı. Open Subtitles ولا نظرية من نظريات "شيلدون" تم إثباتها بشكل حاسم
    Öyleyse ve kanıtlayabilirsek, Marie ve Walt daha bir sürü Seahawks maçına gider. Open Subtitles إن كانت كذلك، بإمكاننا إثباتها و(ماري) و(والت) قد يكون لها مدلولاً أكثر من مجرد مباراة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more