"إثبات ذلك" - Translation from Arabic to Turkish

• bunu kanıtlayabilirim
• Bunu kanıtlayabilir
• bunu ispat
• bunu kanıtlamak
• bunu kanıtlamaya
• Kanıtlayamam
• İspatlayabilir
• - Kanıtlayabilir
• ispatlayabilirim
• Bunu kanıtlamamız
• bunu kanıtlayabiliriz

İşte, bunu kanıtlayabilirim: işte size minik bir piyango.
أنظروا، يمكنني إثبات ذلك لكم: ها هو يانصيب بسيط.

bunu kanıtlayabilirim. - Hadi , birşey sor bana .
حسنا, أنا لا أسرب المعلومات و يمكننى إثبات ذلك

- Beni öldürmeye çalışıyordu. - Bunu kanıtlayabilir miyim bilmiyorum.
كان يحاول قتلي - لا أعرف إن كنت أستطيع إثبات ذلك -

Suç ortaklarını kendinin öldürdüğü apaçık ortada... ama onu şimdi tutuklarsak... bunu ispat edemeyiz.
.. من الواضح أنه قتل شركائه في عملية الإختطاف .. لكن لو قبضنا عليه الآن لا يمكننا إثبات ذلك

Sadece bunu kanıtlamak için delile ihtiyacımız vardı.
لقد كنا في حاجة لأدلة من أجل إثبات ذلك فحسب.

Sahtekâr olduğumu düşünüyor ve bunu kanıtlamaya çalışıyorsun. Ama asıl sahtekâr sensin.
تظنّين بأنّني محتال وتحاولين إثبات ذلك ولكن الحقيقة هي أنّك أنت المحتالة

Onlar benim domuzlarımdı efendim ve bunu kanıtlayabilirim.
لقد كانت خنازيري، سيدي، استطيع إثبات ذلك

Ve eğer bana yardım etmeye gönüllüyseniz, bunu kanıtlayabilirim.
و إذا كنتي على إستعداد لمساعدتي , فيمكنني إثبات ذلك

Onun dosyalarına erişmedim ve bunu kanıtlayabilirim.
,وهذه طريقة طويلة لقول كلا , كلا لم أدخل إلى ملفاته و أجل يمكنني إثبات ذلك

O zaman merkeze getir Bunu kanıtlayabilir.
احضره اذًا، وبإمكانه إثبات ذلك.

Bunu kanıtlayabilir misin?
هل يمكنك إثبات ذلك ؟

Eğer gerçekten Bilbo Baggins'sen ve ölmediysen Bunu kanıtlayabilir misin?
غبت لأكثر من 13 شهراً إن كنت فعلاً (بيلبو باغينز) ولست ميتاً، فهل تستطيع إثبات ذلك ؟ -ماذا ؟

Cinayet ile uzaktan yakından ilgisi yok ve sanırım bunu ispat edebilir.
لم يكن قريبا من موقع الجريمة وبإمكاني إثبات ذلك

Caleb'in arabayı çaldığını biliyoruz. Yapmamız gereken tek şey, bunu ispat etmek.
إنظر, نحن نعلم أن (كيلب) ذاك سرق السيارة, والأن علينا إثبات ذلك

bunu ispat etmem için yardımına ihtiyacım var.
أنا بحاجة لك لمساعدتي في إثبات ذلك

Bilimsel olarak bunu kanıtlamak imkansız.
من المستحيل تقريباً إثبات ذلك عن طريق الطب الشرعي

Ama konuşmadığı için bunu kanıtlamak çok zor.
ولكن يصعب إثبات ذلك حينما لا تتحدث بأي شيء

Odadaki en zeki kişi olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum ve bunu kanıtlamaya çalışmanın zaman kaybı olduğunu da biliyorum.
أعلم ما هو شعور أن تكون الأذكى بالغرفة وأعلم أيضاً أنه تضييع للوقت محاولة إثبات ذلك.

Kanıtlayamam ama iliklerime kadar hissediyorum bunu.
لا يمكنني إثبات ذلك ولكنني أشعر بهذا من داخلي

Bunu mahkemede ispatlayabilir misiniz? Bunu mahkemede ispatlayabilir misiniz?
هل بوسعك إثبات ذلك في المحكمة؟

- Kanıtlayabilir miyiz?
هل بإمكاننا إثبات ذلك ؟

Lütfen, size yalvarıyorum. Dün gece öldürüldüm, ispatlayabilirim.
أرجوكِ, أتوسل إليكِ لقد تعرضت للقتل ليلة البارحة, يمكنني إثبات ذلك

Ve Bunu kanıtlamamız gerekiyordu.
وكان علينا إثبات ذلك.

Bak bunu kanıtlayabiliriz.Hepsini açıklar ve olanı biteni açığa çıkarır kazanırız
إذا أنت كنت على حق يارجل، حسنا؟ ويمكننا إثبات ذلك يمكننى أن أصور لك ونظفر بهؤلاء الأمهات على الحائط