Kendisinin iki tane eli var, ama sağol. | Open Subtitles | لديها إثنتين لتستخدمهما ، شكراً على أية حال |
Tanıdığım biri sakat kız kardeşi için iki tane aldı. | Open Subtitles | أحد رعاياي إستلم رفات إثنتين من خواته المعاقات |
Her altı saatte bir iki tane al. Gördüğün kabuslardan kurtulacaksın. | Open Subtitles | خذ إثنتين كل 6 ساعات ستخلـِّصك من كوابيسك |
İkisi 900'lü bir hat, üçü de Manassas'ta bir kızın evi. | Open Subtitles | إثنتين إلى خط مراسلة للبالغين ثلاثة إلى فتاة مراهقة في "مناساس" |
Dört kurşunun ikisini çıkardık ama omurganın çok yakında bir tane daha var. | Open Subtitles | أزلنا إثنتين من الرّصاصات الأربع لكن هناك واحدة قريبة جداً من العمود الفقري |
Ormandayken, bir, iki büyü onu köyden uzak tutmaya yetiyor. | Open Subtitles | في الوطن, كنت أتحكم به عن طريق تعويذه, أو إثنتين |
Tamam,iyi.Sen kazandın.Onlar bozuk.iki tane daha al. | Open Subtitles | حسن ، جيد ، تكسبين ، البيض فاسد أحضري لنفسك إثنتين |
Ne diyeceğimi bilemiyorum. Bunlardan iki tane mi geldi? | Open Subtitles | لا أعلم ما أقول, تحصلت على إثنتين من هذا؟ |
Evde sadece iki tane var, Johnson'un dükkanında da yok. | Open Subtitles | لم يكن لدي سوى بقايا إثنتين في المنزل و محل جونسون لا يمكنه أن يقدم لي شيئاً |
Özür dilerim. Hiç denememliydim! Geçen yıl ben daha kötüsünü yaptım, iki tane düşürdüm. | Open Subtitles | لم يكن علي أن أحاول لم تفعل أسوء مما فعلت العام الماضي,أسقطت إثنتين |
Geçen sefer kadınlarla eğlendiğinde, iki tane kadına tohumlarını bıraktın ve DNA'ların nerdeyse bizi mahvediyordu. | Open Subtitles | في المرة الأخيرة كنت بحريتك مع النساء وقمت بوضع كعكاتك بداخل إثنتين منهم حمضك النووي كاد أن يسقطنا أرضاً |
Yani iki tane gene eksikti. | Open Subtitles | كان يرتدي واحدة ذلك يترك إثنتين مفقودتين |
İki tane üniforma çalmak için çamaşırhaneye gidiyorsun. | Open Subtitles | اذهب الى غرفة الغسيل واسرق لنا إثنتين من ملابس الحراس |
Biliyorsun ki senin iki tane alman gerek. | Open Subtitles | .. يجب عليكِ أن تعرفي . لتكون جيدة تحتاجين إثنتين منها |
Emin değilim, bir ya da iki tane hız kamerası oluşturmuş olabilirim ışık gördüm de ben biraz. | Open Subtitles | لستُ متأكداً ولكني ربما قد التقطت لي كاميرا السرعة صورةً أو إثنتين. لقد رأيتُ بعضَ الومضات. |
Evde iki tane var. Ben sana bir tane vereceğim. Jet için deri. | Open Subtitles | لدي إثنتين بالمنزل، سأعطيك واحدة حقيبة جلدية للنفاثة الذهبية |
Daha önce bir veya iki tane açmıştım. | Open Subtitles | فتحت زجاجة أو إثنتين طوال حياتي |
Üç, ama sadece ikisi çalışıyor. | Open Subtitles | ثلاثة، لكن إثنتين فقط همــا القابلتين للتشغيل .. |
Karılarından ikisi kendisine kısır oldukları için tedaviye getirilmişti ve onları tedavi etti, üçü kötü ruhlar için, biri astım ve şiddetli göğüs ağrısı için, ve iki karısını da onları sevdiği için ailelerine toplamda 16 inek vererek aldığını iddia etti. | TED | إثنتين من زوجاته تم إحضارهما إليه كانتا يعانين من العقم وهو الذي عالجهما، ثلاثة من الأرواح الشريرة، واحدة كان عندها حالة ربو وآلام صدر شديدة وإثنتين إدعى أنه أخذهما لأنه يحبهما، ودفع لعائلاتهن ما مجموعه 16 بقرة. |
İki... 3500 Dolara sevgili ev sahibime ikisini birden veriyorum. | Open Subtitles | الإثنتين.. ؟ بـ 3500 دولار, العزيز صاحب الأرض أخذ إثنتين |
ve çok şükür çoğumuzun iki eli var. Her ikisini de kucaklayabiliriz. | TED | ولأن الله أنعم علينا بيدين إثنتين .. يمكننا ان نهتم بالامرين .. الاشجار .. والاطفال الفقراء |
Onlar senin için bir iki şişe saklayacak kadar küçük düşünüyormuş. | Open Subtitles | فكروا قليلا أن يتركوا لك زجاجه أو إثنتين |