"إجابته" - Translation from Arabic to Turkish

    • Cevabını
        
    • cevabı
        
    • cevaplamak
        
    • yanıtı
        
    • cevaplarını
        
    • Cevaplanması
        
    • şapkasını
        
    Çünkü bir soru sorduğumuzda onun Cevabını biliriz sorduğumuz anda Cevabını düşünürüz. Open Subtitles لأنه عندما نطرح سؤالًا نعرف إجابته بالفعل نفكر في الإجابة كما ننتظرها
    Bu noktada, kayınbiraderim Cevabını öğrenebilmeyi çok istediği soruyu sorabilecek cesareti toparladı. "Bunu nasıl yapabildin?" TED في لحظة من اللحظات، استجمع صهري شجاعته ليسأله سؤال يود حقًا أن يعرف إجابته. وهو : كيف استطعت فعل ذلك؟
    Bir partide olduğunuzu ve birinin size Cevabını bilmediğiniz bir soru sorduğunu düşünün. TED تخيل أنك في حفلة، ويسألك أحدهم سؤالًا لا تعرف إجابته.
    Her birinizin bir cevabı vardı, ama kaçınız gerçeği söylüyordu? Open Subtitles ،ولكل منكم إجابته ولكن كم عدد من كان يقول الحقيقة؟
    Anlamsız cevabı yüzünden mi hüsrana uğradın? Open Subtitles أنتِ محبطة لأنه عبر عن إجابته في عبارة بلا معنى؟ ..
    Hepimizin cevaplamak istediği soru bu. Open Subtitles حسناً من ناحية ما سيحدث هذا السؤال الذي ننتظر جميعاً إجابته
    Zamanı gelince Cevabını verecek. Open Subtitles استمع إبني لنصيحتكَ وهو سيقوم بإعطائكَ إجابته في الوقت المناسب
    Sanırım bütün Amerikan iş kuvvetleri bu sorunun Cevabını duymayı isteyeceklerdir. Open Subtitles أعتقد أن القوة العاملة الأمريكية كلها تريد سماع إجابته
    Zannımca hepimiz bu sorunun Cevabını arıyoruz. Open Subtitles أعتقد أنّ هذا سؤال علينا جميعاً معرفة إجابته
    Bunun Cevabını sadece sen verebilirsin. Open Subtitles ذلك أمر أنتِ الوحيدة القادرة على إجابته.
    Nihayet sorularımdan birinin Cevabını alabilmeyi başardım: Open Subtitles وأخيراً وصلت لهذا السؤال .. الذي أردت أن أعرف إجابته
    Korkarım bu sorunun Cevabını henüz bulamadık, efendim. Open Subtitles أخشى أن هذا سؤال نحتاج لأن نبحث عن إجابته
    Beyaz tişörtlü olan tek gerçek denek... kendi Cevabını açıklamadan önce herkesin cavabını duyuyor. Open Subtitles الشخص الذي تجرى عليه التجربة هو ذلك الذي يرتدي القميص البيضاء يستمع إلى جواب كل شخص قبل أن يعطي إجابته
    Bence sorduğun sorunun cevabı sadece sende. Open Subtitles أعتقد بأنّكِ تسألين سؤالاً أنتِ الوحيدة التي تستطيعين إجابته
    Tamam sana bazı evet ve hayır cevabı vereceğin sorular soracağım. Open Subtitles بالحديث عن الأسئلة، ثمّة سؤال إجابته بالرفض أو القبول،
    Ve senin istediğin cevabı veremeyeceğimden eminim. Open Subtitles وأنا متأكدة أنني لا أستطيع .إجابته بما يرضيك
    diye sorduğumda, cevabı: "O kadar süre yaşayıp yaşamayacağımı bilmiyorum" olmuştu. TED وكانت إجابته: "لاأعلم إذا كنت سأعيش لذلك الوقت."
    Eğer biri bana cevaplamak istemediğim bir soru sorarsa istifimi bile bozmadan "Üzgünüm, bu gizli bir bilgi" derim. Open Subtitles حسناً, عندما يسألني شخص سؤال لا أريد إجابته أنا أدير عيني فقط وأقول آسفه, هذا سري
    Ancak şimdi şunu soruyorlar hepimiz aynı yanıtı arıyoruz. Open Subtitles لكنهم الآن يطرحون السؤال الذي يبحثُ جميعنا عن إجابته
    David, Tanrı'ya sırtını döndü ve cevaplarını bilimde aradı. Open Subtitles (ديفيد) كَفر بربه. وذهب إلى العلم ليجد إجابته.
    Unutma ki, "kim" olduğu Cevaplanması gereken tek soru değil. Open Subtitles عليك أن تبقي في ذهنك أن الاثنين ليس هما الوحيدين بمثابة سؤال نحتاج إجابته
    Kendi şapkasını yanlış söylemiş oluyor ama önemli değil, çünkü toplamda bir yanlışa izin var. TED وبالرغم من أنّ إجابته عن لون قبعته ستكون خاطئة ولكن لا مشكلة، مادام لديكم فرصة تقديم إجابة واحدة خاطئة بالمجمل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more