"إحتراق" - Translation from Arabic to Turkish

• yanan
• yanık
• yanma
• ateşleme
• kül
• yanmaya
• yanıyor
• yanmalı
• yandığını
• alev

Genelde insanlar bu olayı geçen hafta sonundaki çarpan, gıcırdıyan, düşerken yanan paraşütlerin
البعض يشاهد هذا الحدث للإنبهار مثل ناسكار أشياء تتصادم، تسحق، إحتراق المظلة وهي تسقط

İçin için yanan büyük bir ateş topu, gümüş rengi parıltı yok, şok bir dalga yok.
كرة إحتراق نارية هائلة بلا وميض فضى، وبلا موجة إرتجاجية

Alevler. Derisinin yanık kokusu. Çığlıklar.
النار، رائحة إحتراق لحمه الخاص، الصيحات.

Kimi kimyasal maddeler, güneş ışığına maruz bırakıldığında, yanma olaylarını ispat eden belgeler var.
هناك حوادث موثقة... عن إحتراق بعض المواد الكيميائية... عندما تتعرض لضوء الشمس

Yakıt hücresi müthiş olurdu: onda biri hareketli tüm parçalar ile içten yanmalı motor ile çalışan hücre yakıt ateşleme sistemi-- ve atık olarak sadece su açığa çıkarırdı.
خلايا الوقود بدت جيدة جدا احد أعشار كأجزاء متحركة و نظام وقود الدفع الذاتي كمحرك إحتراق داخلي وتنبعث منها المياه فقط.

Kayık ustası Mayugoro'nun banyosu alev almış ve bütün bu bölge yanıp kül olmuş.
.إشتعل مرحاض صانع الأحذية مايوغورو بالنار وأدّى ذلك إلى إحتراق كافّة هذه المنطقة

Cam kırıklarında renk değişimi görülmemesi, patlama öncesi yavaş yanmaya işaret ediyor.
ولم يتغير لون الزجاج المتكسر مما يشير إلى إحتراق بطئ قبل الإنفجار

Boğazım yanıyor ve öksürmeye başlıyorum.
إنه فقط إحتراق في حنجرتي ويضايقني وهو فقط يجعلني أصاب بالسعال

Komşularından birisi bir gün penceresinden bakmış ve ve bir selvi ağacının yandığını farketmiş.
أي مزارع مجاور، يوم واحد حذّرَ نافذتُه ورَأى سروه إحتراق الشجرةِ.

Yavaş yavaş yanan insandan bir mum ortaya çıkar.
منشأً ماهو أساساً إحتراق بطيء لشمعة بشرية

Ben değil. Ya da yanan Adam da kalbimi çalıştıran sağlık ekipleri de.
ليس أنا ، ولا المسعفّين الذين هاجموا قلبي لمنع إحتراق قلب الرجل

Sanırım koku zavallının yanan tüylerinden geliyor.
أعتقد أن الرائحة من إحتراق شعر المسكينة

Onu lobide görmüştüm, odasındaki yanık kokusundan şikayet ediyordu.
رأيتها في الرواق تشتكي من رائحة إحتراق في غرفتها

Ama yanık izleri çok dar bir alanda.
أعني، يبدو مثل تقريبا a إحتراق لكنّه يموضع أيضا.

Şu ağacın her tarafında yanık izleri var. Tüm orman yanmadığı için şanslıyız.
هناك آثار إحتراق تملأ هذه الشجرة.

Kendiliğinden yanma. Buna böyle diyorlar.
يُحبّون أن يُطلقوا عليه إحتراق تلقائيّ.

Yani bu kendiliğinden yanma sorunu olabilir mi?
. ربما يكون إضطراب إحتراق تلقائي

Bu ateşleme ne kadar sürecek ? Özellikle uçuş direktöründen duymak istedi.
هل نعلم المدة التي سيستغرقها إحتراق الوقود؟

Bunun gibi kül olmuş birinden DNA çıkmaz.
لن يوجد حمض نووي بعد إحتراق كهذا.

Her biri de binalar yanmaya başladıktan kısa süre sonra yüklenmiş.
وقد تمّ رفع كلّ واحدة منها إلى الموقع بعد وقت قصير من إحتراق المباني.

Efendim, kale yanıyor.
أنت لا تفْهم, إحتراق الحصن

İnanç Mirası kilisesi yanmalı. Herkes için taze bir başlangıç.
إحتراق كنيسة التراث الإيماني كانت بداية جديدة للجميع

-Pek çok çalılığın yandığını görmüştüm. -Eminim görmüşsündür.
لقد رأيت إحتراق الكثير من الشجيرات أعتقد أنك فعلت بالطبع

Bir ampulü, yanıcı bir sıvıyla doldurursanız sadece bir kaç dakika içinde... ampulün ısısı, onu, alev topuna çevirecektir.
وسيستغرق الأمر بضعة دقائق لكي يتحول توهج اللمبة إلى إحتراق بشضايا