Bir keresinde Teddy'nin kulağını sobaya yapıştırmış, az kalsın yakıyormuş. | Open Subtitles | في إحدى المرات وضع أذن تيدي فوق الموقد وأحرقها تقريباً |
Bir keresinde arabası bakımdayken, onu eve bıraktım ve beni öptü. | Open Subtitles | في إحدى المرات وعندما كانت سيارتها في الورشة أوصلتها لمنزلها وقبّلتني |
Bir keresinde sırf ölürken izlemek için bir adamı vurdum. | Open Subtitles | إحدى المرات أطلقت النار على رجل لمجرد مشاهدته وهو يموت |
Bir keresinde kamyonun altında çöp toplarken... kamyonun kapağı düştü. | Open Subtitles | في إحدى المرات أثناء عملي هنا إحدى الشاحنات فتحت البوابة |
Bir kere doğumgünü partim olmuştu. Yaşlı bir kadındı. | Open Subtitles | لقد حظيتُ إحدى المرات بحفلة عيد ميلاد كانت إمرأه كبيره |
Sonra bu deneyi tekrarladım. Bir kaç kere... bir seferinde çok ilginç bir şey oldu. | TED | بعد ذلك قمت بتكرار هذه التجربة لعدة مرات، وفي إحدى المرات حدث أمر مثير للاهتمام. |
Evet, kabul ediyorum, Bir keresinde de bozuk para dolu bir çantaydı, ama uzun sürmez ve asla değişmezler. | Open Subtitles | و سأعترف في إحدى المرات كان حقيبه مليئه بالقروش و لكن الأمر لا يدوم أبداً و هم لا يتغيرون |
Hatırlıyorum da, Mitchell Bir keresinde kalın bir pencere camını eliyle kırmıştı. | Open Subtitles | أتذكر ميتشل في إحدى المرات قام بكسر زجاج نافذة سميك بضربة كاراتيه |
Bir keresinde başkan yardımcısının başka birinin "latte"sini aldığını gördüm. | Open Subtitles | في إحدى المرات رأيت نائبة الرئيس تأخذ قهوة شخص آخر. |
Bir keresinde bana--- bana dedi ki, 'Genç adam,' 'İsa'nın dirilişine inanıyor musun?' | TED | قال لي في إحدى المرات قال: أيها الشاب.. هل تؤمن ببعث المسيح؟ |
Bir keresinde, üvey babam o kadar kötü vurmuştu ki, yere yapışmıştım. | Open Subtitles | في إحدى المرات ضربني بشدة، حتى أنني اضطررت للزحف على الأرض |
Bir keresinde, sabahın üçünde, burada durmuş caddeye bakıyordum. | Open Subtitles | في إحدى المرات في الثالثة صباحاَ كنت أجلس هنا أراقب الشارع |
Bir keresinde, McDonald's'a gittiğimizde arabayla servis bölümüne girdi. | Open Subtitles | في إحدى المرات ذهبنا إلى ماكدونالدز ولقد ذهب من ممر السيارات |
"Bir keresinde kuşkonmaz yiyerek, hangimizin sidiğinin daha önce" garip kokacağını test ettik. | Open Subtitles | في إحدى المرات ، أكلنا الهِليُون لنرى كم من الوقت سيمضي حتى تكون رائحة البول غريبة |
Bir keresinde pikniğe gelmiştik. | Open Subtitles | أتعلم ، في إحدى المرات قمنا بنزهة إلى هنا |
Bir keresinde beslenme çantami açtigimda içinde bir taç vardi. | Open Subtitles | في إحدى المرات فتحت صندوق غدائي و كان يوجد في داخله مسجلة |
Bu herif Bir keresinde bana, "pistonları nasıl tavlıyorsun Burt?" diye sormuştu. | Open Subtitles | الآن هذا عائق لقد سألني في إحدى المرات كيف تقوم بتقسية بستوناتك فأجبته أنا لا أفعل يا شريك |
Tanıdığım yaşlı, aksi bir yarış arabası Bir keresinde bana şöyle demişti: | Open Subtitles | هذا المتسابق الكبير الحاد الطباع أخبرنى فى إحدى المرات بشئ |
Bir keresinde çorap çekmecemde bir ay boyunca çiğ yumurta sakladım sonra onu öğretmenimin not defterinin içinde kırdım. | Open Subtitles | في إحدى المرات وضعت بيضة في جيبي لمدة شهر بعد ذلك سحقتها بكتاب معلمي |
Bir kere evlenme teklifi etmişti. Reddedince kendini öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | لقد طلب مني الزواج في إحدى المرات و قد حاول قتل نفسه عندما رفضته |
bir seferinde yine kulübeye saklanmıştım fakat annem durumdan şüphelenmişti, okulda olduğumu sanıyordu bunca zaman. | TED | وفي إحدى المرات كنت في السقيفة فاشتبهت أمي بشيء وقد كانت تظنني في المدرسة. |
Galiba bu kendine şunu sormayacağın zamanlardan biri, | Open Subtitles | أظنُ أنَ هذه إحدى المرات التي لا تسأَل فيها |