| Kızlarımdan birisi onun tanıdık geldiğini söyledi. Büyük, kaslı tiplerden hoşlanıyormuş. | Open Subtitles | إحدى فتياتي قالت أنه مألوف لها |
| Kızlarımdan birisi. | Open Subtitles | مهلاً، إنها إحدى فتياتي |
| Kızlarımın böyle birini görmesini istemem. | Open Subtitles | لا أريد أن تراك إحدى فتياتي بهذا الحال |
| Kızlarımın bunu görmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن تراك إحدى فتياتي بهذا الحال |
| Şimdi galiba ilk defa kızlarımdan biri burada yaşarken sınavı geçiyor. | Open Subtitles | الآن، أعتقد أنّ هذه أوّل مرّة تستطيع فيها إحدى فتياتي إجتياز امتحان أثناء إقامتها هنا |
| En azından kızlarımdan biri hâlâ tatlı. | Open Subtitles | على الأقل إحدى فتياتي مازالت لطيفة. |
| Kızlarımın birinden isteyemem. | Open Subtitles | ولكنّي لاأستطيع الطلب من إحدى فتياتي |