Bir direğe zincirlenmiş hâlde, kendi bokunda yüzmekten daha mı utanç verici? | Open Subtitles | أكثرً إحراجًا من أن تكون مقيدًا لقفص مغطى بقذارتك ؟ |
Çünkü benim için seni bir yalanın içinde yakalamak yalan söylemenden daha utanç verici. | Open Subtitles | لأنه أكثر إحراجًا أن أجدك في أثناء الكذبة بدلًا من أن تختلق الكذبة أنت. |
Çünkü yalan söylediğini bir başkasından duymak çok daha utanç verici olurdu. | Open Subtitles | لأنه أكثر إحراجًا أن أجدك في أثناء الكذبة |
Gerçi ölüsü daha az utanç verici olur. | Open Subtitles | مع أنه إذا كان ميتًا فسيكون ذلك أقل إحراجًا |
- Gülmeye devam et, Mikey. - Dün gece tam bir utanç kaynağıydı. | Open Subtitles | تابع الضحك، مايكي، الأمس كان إحراجًا. |
Daha azı utanç verici olurdu. | Open Subtitles | أيّ نتيجة أقل من ذلك ستشكّل إحراجًا |
Çünkü zaten utanç verici olan şey de bu. | Open Subtitles | لأنه أكثر إحراجًا هكذا |
Davranışların Jade Sarayı için utanç verici. | Open Subtitles | (سلوكك إحراجًا لقر الـ (الجايد |
Ne de olsa senin buradan tekmelenerek ve bağırılarak sürüklenmen, tam olarak kaçınmak istediğin türde bir utanç, değil mi? | Open Subtitles | بطريقةٍ ما أعتقد أن إحضاركِ إلى هنا... وأنتِ تصرخين وتركلين... هو بالضبّط إحراجًا... |
Başka bir utanç daha istemiyoruz. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} لا نريد إحراجًا آخر |