Sizi sakinleştirdim evet ama bunun tek sebebi sizi buraya getirmek zorunda olmamdı. | Open Subtitles | أعطيتك مهدئاً، أجل. لكن السبب الوحيد هو إحضارك إلى هنا. |
Ben burada size getirmek için düşünce ve, bu halkalar göstermek için ve parlak görmek için ... | Open Subtitles | لهذا فكرت في أن إحضارك إلى هنا |
Bizi bu Toprak Krallığı meyhanesine ne için getirdin? | Open Subtitles | و ما هو سبب إحضارك لنا الآن لحانة مملكة الأرض ؟ |
Yanında neden kamera getirdin anlamış değilim. | Open Subtitles | أخبرني عن سبب إحضارك للكاميرا لم أحضرتها إلى هنا؟ |
- Ne için? - Seni buraya getirdiğim için. | Open Subtitles | -على إحضارك إلى هنا , هيا أخبرنى |
Dosyaları getirdiğin için sağ ol. | Open Subtitles | أوه , حسناً يا إيدين شكراً من أجل إحضارك |
- Hayır, sizi buraya getirmemeliydim. | Open Subtitles | لا، ما كان يجدر بي إحضارك إلى هنا |
Sizi ilâveten sorgulamak amacıyla buralara sürüklediğim için üzgünüm, Bay de Winter. Bay Tabb'in dediğini duydunuz. | Open Subtitles | أنا أسف على إحضارك لإستجواب آخر " يا سيد "دى وينتر |
- Buraya getirmemeliydiniz. - Biliyorum. | Open Subtitles | -كان يجب عدم إحضارك لها هنا |
Veletleri getirmek sıkıntılarınızı bitirmeyecek. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}إحضارك للأطفال الشقيّة .لن يضع حدّاً لمشاكلك |
Seni buraya getirmek hataydı. | Open Subtitles | كان من الخطاً إحضارك إلى هنا |
Joe'yu geri getirmek çok iyi bir hamleydi. | Open Subtitles | عمل جيد إحضارك لـ(جو) إلى هنا |
Bu yüzden mi? Bulundurmaktan dolayı mı buraya getirdin? | Open Subtitles | هذا سبب إحضارك لهُ هنا، بسبب الحيازة؟ |
Bu yüzden neden Parker'ı da yanında getirdin anlayamadım. | Open Subtitles | (لهذا اليبب أنا مندهشه من سبب إحضارك لـ (باركر |
Beni buraya bu yüzden mi getirdin? | Open Subtitles | أهذا هو سبب إحضارك لي هُنا ؟ |
Seni buraya getirdiğim için... | Open Subtitles | على إحضارك إلى هنا |
Bay Crawford, sizi tekrar buraya getirdiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}. (آسفة على إحضارك هُنا مجدّداً، سيّد (كروفورد |
Jane, seni buraya getirdiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف يا (جين) على إحضارك إلى هُنا ، حسناً ؟ |
Neyse, öğle yemeği getirdiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | على أية حال، أشكر مرورك و إحضارك الغداء لي |
Beni buraya getirdiğin için çok kibarsın. | Open Subtitles | إحضارك لي إلى هنا غاية في الفخامة |
Seni buraya getirmemeliydim. | Open Subtitles | ما كان يجدر بي إحضارك إلى هنا كانذلك... |
Seni buraya hiç getirmemeliydim. | Open Subtitles | ما كان يجدر بي إحضارك هنا. |
Sizi ilâveten sorgulamak amacıyla buralara sürüklediğim için üzgünüm, Bay de Winter. | Open Subtitles | أنا أسف على إحضارك لإستجواب آخر " يا سيد "دى وينتر |
- Yine de onu buraya getirmemeliydiniz! | Open Subtitles | -كان يجب عدم إحضارك لها هنا |