Bunu ben de söyleyebilirim. Karısı aldı. | Open Subtitles | يمكنني إخباركما بذلك لقد قامت زوجته بذلك |
Öyle bir şey göremedim ama şunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لم أعرف ذلك حقاً، ولكن أستطيع إخباركما بهذا |
Size peder hakkında bilmek isteyeceğiniz her şeyi söyleyebilirim onu kimin öldürdüğü de dahil. | Open Subtitles | أستطيع إخباركما كلّ ما تحتاجان لمعرفته حول الأب، بما في ذلك هويّة قاتله. |
Siz ikiniz için ne kadar hayal kırıklığı yaşadığımı anlatamam. | Open Subtitles | لا أستطيع إخباركما مدى خيبة املي بكما أنتما الإثنتان |
Gemimdeki kara kutuyu alıncaya kadar size bir şey söyleyemem. | Open Subtitles | لا يُمكنني إخباركما بشيء حتى آتي بسجل الرحلة من سفينتي |
En fazla söyleyebileceğim, yalnız başına gidiyormuş sonra da yanan arabayla karşılaşmış. | Open Subtitles | أفضل ما بإمكاني إخباركما به، كان يقود، ومن ثمّ صادف أمامه سيّارة مُحترقة. |
Ayrıca ayın konumuna ve gölgelerin yönüne bakarak onun güneydoğu'ya doğru hareket ettiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | أيضاً بين موقع القمر في السماء وتوجّه الظلال، فبإمكاني إخباركما أنّها كانت تتحرّك في إتجاه الجنوب الشرقي. |
Size şunu söyleyebilirim zehir her neyse, kimyasal olarak sentezlenmiş ve çok hızlı hareket ediyor. | Open Subtitles | حسناً، بإمكاني إخباركما هذا، أياً كان السُم، فقد تمّ تصنيعه كيميائياً، وهُو سريع المفعول بشكلٍ لا يُصدّق. |
Ama size şunu söyleyebilirim ki kendisini tamamen çaresiz hissediyor. | Open Subtitles | لكني أستطيع إخباركما أنه يشعر... بعجزٍ تام |
Ancak şunu söyleyebilirim, dün duruşmaya geç geldi, ve... ağlıyordu. | Open Subtitles | مع ذلك بإمكاني إخباركما أنّها جاءت مُتأخّرة إلى المحكمة، وكانت... تبكي. |
Hayır ama ne zaman olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | كلاّ، لكن بإمكاني إخباركما بوقت الهجوم. |
Ölüm nedenini söyleyebilirim. | Open Subtitles | بإمكاني إخباركما بسبب الوفاة |
100lerce saat terapi gördüm bir hasta olarak, ama bir kaç şey kaptım ve size şunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لقد قضيتُ أكثر من ألف ساعة من العلاج النفسي، مُخوّلة لي كمريض، لكنّي تعلّمتُ بعض الأشياء، وبإمكاني إخباركما هذا القدر... |
Size tek bir şey söyleyebilirim. | Open Subtitles | أستطيع إخباركما بشئ واحد |
Onu bilmiyorum ama size şunu söyleyebilirim görünüşe göre Emma öldürüldüğü gece orada bulunmuş olabilir. | Open Subtitles | لا أعلم، لكن بإمكاني إخباركما بهذا، يبدو أنّ (إيلا) قد كانت هُناك ليلة مقتلها. |
Çok şaşırdım, size anlatamam. | Open Subtitles | أنا محرج جداً لا يمكنني إخباركما |
- Üzgünüm. Korkarım size başka bir şey anlatamam. | Open Subtitles | أنا أخشى أنَّهُ لا يمكنني إخباركما بالمزيد - أرجوكَـ أيُّها الكابتن - |
Bunu sizinle paylaştığım için ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. | Open Subtitles | لا أستطيع إخباركما |
Kusura bakmayın, daha fazla bir şey söyleyemem. | Open Subtitles | وآسفة، لا يمكنني إخباركما بالمزيد. |
Size söyleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني إخباركما |
Markos'un nerede olduğunu söyleyemem çünkü nerede olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني إخباركما بمكان (ماركوس) لأنّي لا أعلم. |
Tek söyleyebileceğim polis gözetiminde olduğu bir sırada vurulduğu. | Open Subtitles | كل ما يمكنني إخباركما به، أنه أُصيب وهو تحت حراسة الشرطة. |