Plastik boruların içine saklandı ve çıkmadı. | Open Subtitles | لقد إختبأ في أحد الأوعيه البلاستيكيه و لم يخرج |
Çapkın yine evime saklandı. | Open Subtitles | لقد إختبأ الوغد في بيتي ثانيةً. |
O yüzden... bagaja saklandı. | Open Subtitles | لذلك، إختبأ في صندوق السيارة ؟ |
Olur da yine seni görmek için gelirsem benimle görüşme, Saklan. | Open Subtitles | ،إذا جئت للبحث عنك مرة أخرى أرجوك إختبأ، إختبأ مني |
Saklan ve şerifi hakla. | Open Subtitles | إختبأ و أصنع كمين للشريف |
Saklanın hadi! Saklanın! | Open Subtitles | إختبأ |
Tahmin edin ölü ajanların kasasında kim saklanıyormuş? | Open Subtitles | إحزر الذي إختبأ في غرفته في مدفن الوكيل الميت. |
Sonrasında ise Galen Jackson'ın yardımıyla saklandı. | Open Subtitles | ثم إختبأ بمساعدة "جيلين جاكسون" |
Adrian yine saklandı. Alt kata bakabilir misin? | Open Subtitles | لقد إختبأ (أدريان) مرة أخرى إبحثي عنه في الطابق السفلي |
Sonra da gidiyormuş gibi yapıp bir yere saklandı. | Open Subtitles | وتظاهر بالرحيل ومن ثم إختبأ |
Saklan. Saklan. | Open Subtitles | إختبأ إختبأ |
Saklan. | Open Subtitles | إختبأ. |
- Çabuk, Saklan. | Open Subtitles | -أسرع, إختبأ . |
Saklanın! | Open Subtitles | إختبأ! |
Saklanın! | Open Subtitles | ! إختبأ |
Kozmonotlardan iki tanesi Amerika'da saklanıyormuş. | Open Subtitles | حيث إختبأ 2 من روّاد الفضاء بمكان ما بـ"أمريكا." |
Kozmonotlardan iki tanesi Amerika'da saklanıyormuş. | Open Subtitles | و إختبأ رائدي فضاء في أمريكا |