Yeni Zelanda'da, görme engellilere yardım etmeye çalışan tutkulu bir mucit olan Russell Smith tarafından icat edildi. | TED | لقد إخترعه راسل سميث، مخترع متحمس في نيوزيلند كان يحاول مساعدة المكفوفين. |
Yumuşak güç bir Harvardlı öğretim üyesi arkadaşım, Joseph Nye'in icat ettiği bir kavram. | TED | القوة الناعمة هي مفهوم إخترعه أكاديمي في هارفارد، جوزيف ناي، أحد أصدقائي. |
İcat ettiği Delta görünüşe göre... herhangi bir katı cismin durumunu saniyeler içinde değiştirebiliyor. | Open Subtitles | جهاز الدلتا الذي إخترعه يمكنه على ما يبدو، يمكنه تحويل أي شيء علي الصورة الصلبة في لحظات |
İtiraf etmek. Tanrının icat ettiği en iyi şey. | Open Subtitles | تعرفين، الإعتراف، أفضل شيء إخترعه الرّب. |
Şurada Alexander Graham Bell'in icat ettiği bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء إخترعه أليكساندر جراهام بيل |
Şurada Alexander Graham Bell'in icat ettiği bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء إخترعه أليكساندر جراهام بيل |
Sırf onu icat eden ismi meçhul dahinin hatrı için. | Open Subtitles | من أجل العبقري المجهول الذى إخترعه |
Onu Edison'un icat ettiğini söylerler. | Open Subtitles | " كان بيل أديسون اللى إخترعه " |
Ben icat ettim bile diyebilirim. | Open Subtitles | يمكنك القول بأنني من إخترعه. |