Bugün buraya bahane uydurmak için gelmedim. | Open Subtitles | أنا لا أجلس أمامكم اليوم محاولة إختلاق أيّ أعذار |
Buraya gelmek için yalan uydurmak çok zor oldu. | Open Subtitles | لقد كان عندى حقا صعوبة فى إختلاق الأعذار للمجئ إلى هنا |
Clark, bahaneler uydurmayı bırak ve bana neler olduğunu anlat. | Open Subtitles | كلارك , توقف عن إختلاق الاعذار فقط أخبرني بما يحصل |
Sana hikaye uydurmayı kes artık demiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ من قبل أن تتوقفي عن إختلاق القصص |
Hikaye uydurma konusundaki yeteneğini düşünürsek, bu senin için bir problem olmaz. | Open Subtitles | تلك يجب أن لا تكون مشكلة في إختلاق القصص تبدو لكي تكون موهبتك الهية |
Çünkü bu tıpkı çocuğunla bir ayin yaratmak gibi. | Open Subtitles | لأنه على وشك إختلاق هذه الطقوس مع أولادك |
Bana sarılmak için bu hikayeyi uydurmana gerek yok. | Open Subtitles | لا يتوجب عليك إختلاق مثل هذه القصص فقط لمعانقتي |
Bunun neden önemli olduğunu ya da hayaletler veya benzeri hikayeler uydurarak insanların kayıplarıyla başa çıkmasına nasıl yardım ettiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | لاأعرف ماالمهم لدي الناس في التعامل علي إختلاق قصص للأشباح أو ماشابه ذلك |
5 yaşındaki bir çocuk bunları uydurabilir mi? | Open Subtitles | -هل يمكن لمن في الخامسة إختلاق ذلك؟ |
Boşversene, hükûmete yönelik asılsız iddialar uydurmak mı? | Open Subtitles | بربّك ، إختلاق الإدعاءات يؤدي إلى ما يزعزع الحكومة |
Cehalet uydurmak için burda arkadaş oldular | Open Subtitles | ليس له داعىّ إختلاق الجهل وعدم المعرفه فنحنُ هُنا جميعاً أصدقاء. |
Bütün bu şeyleri uydurmak bir gizem gerektirir ufaklık yaşam, bunu sağlayacağının garantisini vermez. | Open Subtitles | هناك لُغز في إختلاق الأشياء أيتها الفتاة و الحياة لا تقدم آي ضمانات |
Soruşturmalarda bir şeyler uydurmak etkili bir yöntem mi? | Open Subtitles | أهذه وسيلة فعّالة في التحقيق، إختلاق الأمور؟ |
Ben burada kanıt arıyorrum ve benim tek yapmam gereken bir şeyler uydurmak, | Open Subtitles | ها أنا هُنا أبحث عن أدلّة، بينما جلّ ما عليّ فعله هُو إختلاق شيءٍ. |
Yaptıkların için bahane uydurmayı bırakır mısın? | Open Subtitles | هلا تتوقفين عن إختلاق الأعذار لنفسك ؟ |
Böyle masallar uydurmayı sever. | Open Subtitles | إنه يحب إختلاق القصص |
Hikayeler uydurmayı bırakacağım. | Open Subtitles | سوف أتوقف عن إختلاق القصص |
Bu psi-op.'ların yapacağı tarzda başarılı bir geçmiş uydurma. | Open Subtitles | هذا هو النوع من إختلاق الخلفيات التى تبرع فيها العمليات النفسية. |
Bir problem yaratmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد إختلاق مشكلة من لا شيء. |
- Böyle hikayeler uydurmana gerek yok. | Open Subtitles | لا يجب عليك إختلاق هذه القصص. |
Kusura bakmayın da 40 yaşında bir gece resepsiyonisti olma şansına bahaneler uydurarak erişmedim! | Open Subtitles | أستميحك عُذراً ؟ انا لم اصبح موظف ليلي عمره 40 عام عن طريق إختلاق الأعذار |
Card, istediği hikayeyi uydurabilir. | Open Subtitles | وبإمكانه إختلاق أي قصة يريدها |