"إختلاق" - Translation from Arabic to Turkish

    • uydurmak
        
    • uydurmayı
        
    • uydurma
        
    • yaratmak
        
    • uydurmana
        
    • uydurarak
        
    • uydurabilir
        
    Bugün buraya bahane uydurmak için gelmedim. Open Subtitles أنا لا أجلس أمامكم اليوم محاولة إختلاق أيّ أعذار
    Buraya gelmek için yalan uydurmak çok zor oldu. Open Subtitles لقد كان عندى حقا صعوبة فى إختلاق الأعذار للمجئ إلى هنا
    Clark, bahaneler uydurmayı bırak ve bana neler olduğunu anlat. Open Subtitles كلارك , توقف عن إختلاق الاعذار فقط أخبرني بما يحصل
    Sana hikaye uydurmayı kes artık demiştim. Open Subtitles لقد أخبرتكِ من قبل أن تتوقفي عن إختلاق القصص
    Hikaye uydurma konusundaki yeteneğini düşünürsek, bu senin için bir problem olmaz. Open Subtitles تلك يجب أن لا تكون مشكلة في إختلاق القصص تبدو لكي تكون موهبتك الهية
    Çünkü bu tıpkı çocuğunla bir ayin yaratmak gibi. Open Subtitles لأنه على وشك إختلاق هذه الطقوس مع أولادك
    Bana sarılmak için bu hikayeyi uydurmana gerek yok. Open Subtitles لا يتوجب عليك إختلاق مثل هذه القصص فقط لمعانقتي
    Bunun neden önemli olduğunu ya da hayaletler veya benzeri hikayeler uydurarak insanların kayıplarıyla başa çıkmasına nasıl yardım ettiğini bilmiyorum. Open Subtitles لاأعرف ماالمهم لدي الناس في التعامل علي إختلاق قصص للأشباح أو ماشابه ذلك
    5 yaşındaki bir çocuk bunları uydurabilir mi? Open Subtitles -هل يمكن لمن في الخامسة إختلاق ذلك؟
    Boşversene, hükûmete yönelik asılsız iddialar uydurmak mı? Open Subtitles بربّك ، إختلاق الإدعاءات يؤدي إلى ما يزعزع الحكومة
    Cehalet uydurmak için burda arkadaş oldular Open Subtitles ليس له داعىّ إختلاق الجهل وعدم المعرفه فنحنُ هُنا جميعاً أصدقاء.
    Bütün bu şeyleri uydurmak bir gizem gerektirir ufaklık yaşam, bunu sağlayacağının garantisini vermez. Open Subtitles هناك لُغز في إختلاق الأشياء أيتها الفتاة و الحياة لا تقدم آي ضمانات
    Soruşturmalarda bir şeyler uydurmak etkili bir yöntem mi? Open Subtitles أهذه وسيلة فعّالة في التحقيق، إختلاق الأمور؟
    Ben burada kanıt arıyorrum ve benim tek yapmam gereken bir şeyler uydurmak, Open Subtitles ها أنا هُنا أبحث عن أدلّة، بينما جلّ ما عليّ فعله هُو إختلاق شيءٍ.
    Yaptıkların için bahane uydurmayı bırakır mısın? Open Subtitles هلا تتوقفين عن إختلاق الأعذار لنفسك ؟
    Böyle masallar uydurmayı sever. Open Subtitles إنه يحب إختلاق القصص
    Hikayeler uydurmayı bırakacağım. Open Subtitles سوف أتوقف عن إختلاق القصص
    Bu psi-op.'ların yapacağı tarzda başarılı bir geçmiş uydurma. Open Subtitles هذا هو النوع من إختلاق الخلفيات التى تبرع فيها العمليات النفسية.
    Bir problem yaratmak istemiyorum. Open Subtitles ‫أنا لا أريد إختلاق مشكلة من لا شيء.
    - Böyle hikayeler uydurmana gerek yok. Open Subtitles لا يجب عليك إختلاق هذه القصص.
    Kusura bakmayın da 40 yaşında bir gece resepsiyonisti olma şansına bahaneler uydurarak erişmedim! Open Subtitles أستميحك عُذراً ؟ انا لم اصبح موظف ليلي عمره 40 عام عن طريق إختلاق الأعذار
    Card, istediği hikayeyi uydurabilir. Open Subtitles وبإمكانه إختلاق أي قصة يريدها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more