- Evet. İçinde kitap olan kutuyu bulamadım. O yüzden hikâyeyi ben uydurdum. | Open Subtitles | لم أجد الصندوق الذي يحتوي الكتب، لذا إختلقتُ قصه لها. |
Senin Vietnam'da yaralanmanla ilgili bir hikâye uydurdum ve bu işi yapmasını sağladım. | Open Subtitles | إختلقتُ قصّة... عن أنْك اتجْرَحَت في فيتنام وهو يُريدُ عَمَل بيزنس. |
Parasını almak için uydurdum. | Open Subtitles | لقد إختلقتُ ذلك، لأحصل على أموالها |
Cinayetler de yok. Hepsini ben uydurdum. | Open Subtitles | ولا جرائم قتل ، إختلقتُ كلّ ذلك |
Seni sinirlendirmek için ben uydurdum. | Open Subtitles | لقد إختلقتُ ذلك لأجعلكِ مُنزعجة. |
Başka hikayeler uydurdum. | Open Subtitles | إختلقتُ قصصَ أخرى. |
Şu sana bahsettiğim kızı kendim uydurdum. | Open Subtitles | إختلقتُ تلك البنتِ... أنا أخبرتُك عنها |
Ama ben yeni bir hikaye uydurdum; | Open Subtitles | Ohh. لَكنِّي إختلقتُ a قصّة جديدة، |
Bu yüzden bir mektup uydurdum. | Open Subtitles | لذا إختلقتُ لها خِطاب. |
Bütün bunları ben uydurdum zaten. | Open Subtitles | لقد إختلقتُ كلّ شيء. لا وجود لـ"المُفجّر (لوي)". |
Bir şeyler uydurdum işte. | Open Subtitles | لقد إختلقتُ له قِصة |
Bilmiyorum. uydurdum. | Open Subtitles | لا أعلم، لقد إختلقتُ هذا |
Onu da uydurdum. Kafanı kullansana! | Open Subtitles | إختلقتُ ذلك أيضاً إستخدم عقلك |