| Stajyerini seviyor. Ve bunu saklamaya bile çalışmıyor. | Open Subtitles | أنه يحب تلك المستجده وهو لا يحاول إخفاء ذلك حتى |
| Hakkında bir şey hatırlamıyor. bunu saklamaya hakkım yok. | Open Subtitles | ولا يتذكر أي شيء ولا أتحمل مسؤلية إخفاء ذلك |
| Ne kadar çalışırsam çalışayım, asla sen olamayacağım, ve sanırım karanlık tarafım bunu saklamaya çalışıyordu. | Open Subtitles | فمهما إجتهدت لن أستطيع أن أصبح مثلك ..وأعتقد أن جانبى السئ كان يحاول إخفاء ذلك |
| Hiç kimseye söylemeye hazır değilim. Bir süre kendime saklamak istiyorum. | Open Subtitles | لست مستعدة لأخبار أي أحد أريد إخفاء ذلك لفترة |
| Hiç kimseye söylemeye hazır değilim. Bir süre kendime saklamak istiyorum. | Open Subtitles | لست مستعدة لأخبار أي أحد أريد إخفاء ذلك لفترة |
| Ama hayır, erkek ataerkilliği geldi ve bunun utanılacak bir şey olduğunu söyledi ve kadınların erkeklerden saklamasına karar verdi. | Open Subtitles | "ولاكن لا، "النظام الأبوي الشرقي أتى وفي مرحلة ما قرر بأن يكون ذلك عار وعلى النساء إخفاء ذلك من الرجال |
| Çoğumuz hayatımız boyunca bunu saklamaya çalışırız. | Open Subtitles | معظم النساء يمضين حياتهن محاولات إخفاء ذلك |
| Aynı yerde hapis yattığın birini tanımak suç değil ama bunu saklamaya çalışmak seni kötü gösterir. | Open Subtitles | معرفة شخص لأنك محتجز معه ليس جريمة لكن، محاولة إخفاء ذلك يجعل الأمر يبدو سيئا |
| Evet öylesin. bunu saklamaya çalışıyorsun, ama öylesin. | Open Subtitles | أنتَ تحاول إخفاء ذلك ، لكنكَ كذلك. |
| Canının yandığını biliyorum. Ve bunu saklamaya çalıştığını da biliyorum çünkü sen... | Open Subtitles | أعرف أنّك تتألّمين وأعرف أنّك تحاولين إخفاء ذلك لأنّك... |
| bunu saklamaya gerek yok. | Open Subtitles | أنت نحن لا نريد إخفاء ذلك |
| Walter'la yüz yüze geleceksiniz ve o gözlerinize baktığı zaman eğer gerçekten bunu sizin için yapmışsa saklamasına olanak yok. | Open Subtitles | ستقومين بمواجهة (والتر) ، وعندما ينظر في عينيكِ إذا كان قد فعل هذا لأجلكِ فلن يكون قادراً على إخفاء ذلك |