| kardeşlerim bugüne kadar kokladıkları en kötü koku olduğunu söyler. | Open Subtitles | يقول إخوتي أن هذه هي أسوأ رائحة إستنشقوها في حياتهم |
| Eski Ahit'in cezaları, evet, ama şimdi bile kardeşlerim, şimdi bile, kuraklık ve hastalık bu büyük ülkenin kalbinde kol gezmekte. | Open Subtitles | سياط العهد القديم، نعم، لكن حتّى الآن يا إخوتي وأخواتي، حتّى الآن، قيح الوباء والقحط في ذات قلب هذه الأرض العظيمة. |
| kardeşlerim şimdi el ele vermemiz lazım ve benimle tekrar edin, İsa. | Open Subtitles | إخوتي وأخواتي، علينا أن نضع أيدينا سوية الآن ورددوا معي، سيدي المسيح. |
| İyi denemeydi ama kardeşlerimi saymazsak annem salak bir çocuk yetiştirmedi benim. | Open Subtitles | محاولة جيدة، لكن أمّي لم تربي حمقى إلا إن قمت بحساب إخوتي. |
| Sorun, her akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkaması istenen tek kişinin ben olmamdı ve kardeşlerimin bu konuda hiçbir şey yapması gerekmiyordu. | TED | المشكلة كانت أنه بعد كل عشاء، كنت الشخص الذي يغسل الصحون دائماً، بينما لم يكن إخوتي مضطرين لفعل أي شيء. |
| Ve diğer 10 kardeşim gibi bana öğretilenlere tüm kalbimle inandım ve Westboro'nun gündemini özel bir hevesle takip ettim. | TED | وكباقي إخوتي العشرة، كنت أؤمن تماماً بكل ما تعلمته، و تتبعت أجندة الويستبورو بقدر خاص من الحماس. |
| Hele kardeşlerimle beraber öğretmenlerimize yaptıklarımızdan sonra! | Open Subtitles | أتعلم ذلك ؟ ليس بعد الطريقه التى أنا و إخوتي عاملنا بها مدرّسينا |
| Sevgili kardeşlerim çok uzun süre Tanrı'nın gerçek olduğuna inandım. | Open Subtitles | إخوتي الأعزاء وأخواتي لوقت طويل آمنت بأن الله هو الحقيقة |
| Ben küçükken, kardeşlerim bana anlatırdı. Beni tutardı ve dinlemeye zorlardı. | Open Subtitles | عندما كنتُ أصغر، إخوتي قصّوهم عليّ يمسكونني و يجبرونني على الإستماع |
| Sevgili kardeşlerim bizler kadın hakları için daha fazla hak sahibi olmaları için çabalıyorduk kadınların toplum içinde daha fazla yer edinmesi için | TED | إخوتي وأخواتي الأعزاء، لقد كنا نسعى من أجل حقوق إضافية للمرأة وكنا نكافح كي نحصل على المزيد، المزيد من المساحة للنساء في المجتمع. |
| Ailemde beni cesaretlendiren erkekler var, üvey erkek kardeşlerim ve üvey kız kardeşlerim. | TED | حسنًا، هناك رجال في عائلتي يشجعونني على المضي قدمًا: إخوتي غير الأشقاء وكذلك أخواتي غير الشقيقات. |
| Düşük gelirle yetişmenin sayesinde kardeşlerim ve ben New York şehrinin karışık okullarından bazılarına gittik. | TED | بفضل نشأتي على الدخل المحدود، ذهبت مع إخوتي إلى مدارس نيويورك العامة الأكثر تنافساً بين طلابها. |
| Biz, yani kardeşlerim ve ben, Fräulein Maria'yı görmek istiyoruz. | Open Subtitles | نحن، أنا و إخوتي و اخواتي نريد أن نرى الآنسة ماريا. |
| kardeşlerim bu korkunç hareketle, kaçınılmaz surette birbirine takip edecek olan sonsuz hayvani gaddarlık yok edilmeli, edilebilir ve edilecektir. | Open Subtitles | إخوتي واخواتي القائمه الا نهائيه للاعمال الوحشيه والبهيميه والتي ستتلو هذا الفعلالمروعحتما |
| kardeşlerim bu korkunç hareketle, kaçınılmaz surette birbirine takip edecek olan sonsuz hayvani gaddarlık yok edilmeli, edilebilir ve edilecektir. | Open Subtitles | إخوتي واخواتي القائمه الا نهائيه للاعمال الوحشيه والبهيميه والتي ستتلو هذا الفعل المروع حتما |
| Bunu söylemek için mi kardeşlerim yokken beni buraya çağırdınız? | Open Subtitles | أحضرتموني هنا لتقولوا لي هذا بدون علم إخوتي ؟ |
| Orada işimize yarayabilecek sihirler var. kardeşlerimi kurtarmak için kullanabiliriz. | Open Subtitles | يوجد سحر بالداخل يستطيع مساعدتنا يمكننا استخدامه للعثور على إخوتي |
| Ebeveynlerim bana katıldı ve kardeşlerimin bana yardım etmesine karar verdi. | TED | لكن والدي اتفقا معي وقررا أنه يجب على إخوتي مساعدتي. |
| Ama onlar benim yarı kardeşim. Annelerimiz ayrı. | Open Subtitles | ولكنهم إخوتي غير الأشقّاء، فأنا لديّ والدة مختلفة |
| Memur Mohideen, kardeşlerimle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أيها الضابط محي الدين أريد التحدث إلى إخوتي |
| Göçmen olarak başından daha kötü şeyler geçmiş erkek ve kız Kardeşlerime ses olabilme umuduyla ABD'ye gelmek için Uganda'dan kaçtım. | TED | لقد هربت من أوغندا إلى الولايات المتحدة على أمل الحفاظ على أصوات إخوتي وأخواتي الذين يخوضون متاعب كثيرة كمهاجرين. |
| Sizi kardeşlerimden biri bu işe soktu değil mi? Değil mi? | Open Subtitles | أراهن بأن أحد إخوتي جعلكم تفعلون هذا بي، صحيح؟ |
| - Güle güle Kardeşler! | Open Subtitles | مع السلامة إخوتي مع السلامة |
| Elbette, benim ağabeylerim bu durum hakkında mutlu değillerdi, ve sonra, onların her ihtiyacım olduğunda orada olmayacaklarını farkettim. | TED | بالتأكيد، لم يكن إخوتي سعيدين بذلك، لاحقا، لاحظت أنهم لا يتواجدون كلما احتجتهم. |
| Tüm kardeşlerimiz arasında en az senden nefret ettim. | Open Subtitles | مِنْ بين جميع إخوتي كنتِ أقلّ واحدة أكرهها |