Şimdi benim hedefim, tekrar işe giriş stajyerlik konseptini daha çok işverenle buluşturmak. | TED | الآن، هدفي هو إعادة مفهوم إدخال التدريب إلى المزيد والمزيد من أصحاب العمل. |
Tek yapman gereken bu numaraları girmek ve özgür olacaksın. | TED | كل ما عليك فعله هو إدخال هذه الأرقام وستكون حراً. |
Bir vuruşla 5 top yerine 6 topu içeri sokabilir misin? | Open Subtitles | بدلاً من إدخال خمس كرات بضربة واحدة مارأيك بإدخال كل الست؟ |
Ablanı dinleme. Boğazına parmağını sokmak, adamı kusturmaz. | Open Subtitles | لا تستمع الى أختك، إدخال إصبعك الى حلقك لا يجعلك تتقيأ |
Eee, merhaba dostum, evet. Bir müşteri için şifre girişi yapmak istiyordum. | Open Subtitles | مرحبًا يا صاح، أودّ إدخال قنًّا مروريًّا لعميل. |
Tek sorun şu ki, elimi küloduna sokmaya çalıştığımda sürekli elimi geri çekiyor. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة هي عندما أحاول إدخال يدي تحت بنطالها تقوم بإزاحة يدي من مكانها |
Yanlış kod girilirse kendini yok ediyor. | Open Subtitles | ان بها خاصية التفجير ذاتياً إذا تم إدخال الشفرة الخطأ |
giriş kapsülü çevresinde çekirdek benzeri istilaci bir kitle tespit edildi. | Open Subtitles | التعدي من مادة تشبه الأساسية أكد بالقرب من منطقة إدخال المكونات. |
Ve sonuç olarak, bu sahte giriş verisi daha önceden Stuxnet tarafından kaydedilmişti. | TED | و في الحقيقة، إدخال بيانات وهمية تقوم دودة ستوكسنت بتسجيلها مسبقاً من نفس المجسات |
Peki, neden bu şirketler tekrar giriş stajyerlik programlarını sahipleniyorlar? | TED | الآن ، لماذا تحتضن الشركات إدخال برامج التدريب ؟ |
Sayın Yargıç, davalının yayınladıklarını kanıt olarak 211 girmek istiyorum. | Open Subtitles | حضرتك أود إدخال 211 من مواضيع المتهم كجزء من الادله |
Bilgisayarı... şifreyi girmek dışında bir amaçla kullanmayın. | Open Subtitles | و الآن لا تحاولا استخدام الحاسوب لأي شيء غير إدخال الرمز |
Kafa tasını testere ile kesip açmaları yerine daha rahat sokuyorlarmış içeri. | Open Subtitles | بدلاً من إدخال منشار إلى جمجتك، المسبار، يدخلُ ببساطة عن طريق الأنف |
Ben bu 5 topu tek vuruşla içeri sokabilirim. | Open Subtitles | سأراهن بأنه بإمكاني إدخال خمس كرات بضربة واحدة |
Bakın bu ülkeye bir biyolojik silah sokmak ne kadar kolay. | Open Subtitles | انظري كيف كان من السهل إدخال أسلحةً بيولوجيةً لهذه البلاد |
Bu veri girişi asistanları bilgisayar kodlarını yazıcı çıktılarından yazıyorlar. | Open Subtitles | مُساعدي إدخال البيانات هؤلاء، إنّهم يكتبون بشفرات حاسوبيّة من مطبوعات مصفوفة نقطيّة. |
Burnumu onun davalarına sokmaya devam edeceğim. | Open Subtitles | وكما تعلمون , سأترك الأجواء تسير عن طريق إدخال نفسي في حالات جرائم القتل لديها |
Yanlış kod girilirse kendini yok ediyor. Hayır, o kod doğru. | Open Subtitles | إن بها خاصية التفجير ذاتياً إذا تم إدخال الشفرة الخطأ |
ŞİFREYİ TEKRAR GİRİN Bırakırsan ikiye bölünür! | Open Subtitles | إعادة إدخال الشفره لو أفلتها سيقطعها الباب إلى نصفين |
Mesele şu ki, kızını kayıt ettirmeye çalıştığın... özel okulun yönetim kurulundan ...bazı kişileri tanıyorum bu sebeple ufak bir torpil yaptırtıp kızının oraya girmesini sağladım. | Open Subtitles | لا أريدُ . الأمر هُو، أعرفُ أشخاصاً يعملون في إدارة المدرسة التي تُحاولين إدخال ابنتك فيها، لذا طلبتُ منهم ذلك. |
100 kilo eroini Amerika'ya sokmayı planlıyorsun ve arkanda kimse yok öyle mi? | Open Subtitles | هل تعتقد أنك تستطيع إدخال 100 كيلو من الهيروين للولايات المتحدة.. وأنت لا تعمل لصالح أي شخص؟ |
Aktivasyonu için sadece enter tuşuna basmanız yeterli. | Open Subtitles | تحتاج إلى. إدخال كلمة مرورفقط... ...وهذا كل المطلوب للتنشيط. |
- Sembol 1, kodlandı. - Tarihi gün, General. | Open Subtitles | شيفرون 1 تم إدخال الكود يوم تاريخى ياجنرال |
Buna hiç farklı semboller girmeyi denemediniz mi? | Open Subtitles | ألم تحاول إدخال إحداثيات أخرى في هذا الشيء ؟ |
O koca kıçımı ve hamile göbeğimi bu elbisenin içine sığdırmaya çalışırken... | Open Subtitles | يجب أن تشاهديني وأنا أحاول إدخال مؤخرتي الكبيرة وبطن الحامل في ذلكالصغير... |
Kaynak tüketimlerini azaltmak için insanları komaya sokabiliriz. | Open Subtitles | بوسعنا إدخال الناس في غيبوبة لتقليل إستهلاكهم للمصادر |