Edmonton'a gitmek üzere çıkacağız. Gerçekleşmesini sağla | Open Subtitles | سأغادر مع العميلة لارسون إلى إدمونتون خلال 15 دقيقة. |
Yani Edmonton Oilers'dan nefret ediyorsundur. | Open Subtitles | و هذا يعني أنك تكره فريق "إدمونتون أويلرز" |
Eli silah tutan her Kanadalı'nın, Edmonton'ın oradaki ağaca gelmesi gerekiyor. | Open Subtitles | فليجتمع كل الكنديين الذين في حالة (تسمح بالقتال عند شجرة (إدمونتون |
Yani Edmonton Oilers'dan nefret ediyorsundur. | Open Subtitles | و هذا يعني أنك تكره فريق "إدمونتون أويلرز" |
Flynn'in tek ailesi, Edmonton'da Jackson isimli bir kardeşi, gerçi halen ona ulaşılamadı. | Open Subtitles | المتبقي من عائلة (فلين) هو أخ اسمه (جاكسون) في (إدمونتون) -لم أستطع الوصول إليه |
Londra, Quebec Şehri ve Edmonton. | Open Subtitles | بندقية القنص (متعددة العمل) (لندن)، مدينة (كيبيك) و(إدمونتون) |
Flynn, Edmonton'dan, neden gidip bir bağlantı var mı diye bakmıyorsun? | Open Subtitles | (فلين) من (إدمونتون)، لماذا لا ترى إذا كان هناك صلة |
Kardeş, dört hafta önce Edmonton Polisi'nden izin almış. | Open Subtitles | الأخ أخذ عطلة من شرطة (إدمونتون) من أربع أسابيع |
Edmonton'a gidiyoruz. Serpintiden kaçmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | لقد كُنا في طريقنا إلى (إدمونتون) , في محاولة لتجاوُز التداعيات |
Edmonton'da yaşayan bir ağabeyi vardı. | Open Subtitles | لديه أخ أكبر يعيش في (إدمونتون) |