"إذا ذلك" - Translation from Arabic to Turkish

• Eğer bu
• Eğer o
• istediğin buysa

Eğer bu fare kaybolursa, yılanın yaptığını düşünebilirsiniz.
إذا ذلك الفأرِ إختفى، أنت يُمْكِنُ أَنْ تُفكّرَ بأنّ الأفعى عَمِلتْ هي.

Eğer bu doğruysa, neden TV'de yayınlanmadı?
إذا ذلك حقيقي، كيف هو ليس على التلفزيون؟

Eğer bu doğruysa, o zaman hangi cehennemde?
حسنا، إذا ذلك حقيقي، ثمّ حيث أنّ الجحيم هو؟

Eğer o çocuk iyi ve safsa, kafamı keseceğim, bayım
إذا ذلك ولد جيد وبريء أنا سآكل رأسي ، سيدي

Bakın, Eğer o maymun yaptıysa, bunun için asılacaktır.
إستمعْ، إذا ذلك القردِ عَمِلَ هو، هو سَيَتأرجحُ لهذا.

Ve çok yakında Henry Terrill'ı istediğim yerde yakalayacağım, eğer demek istediğin buysa.
قريباً جداً سيكون عِندي هنري تيريل حيث أُريده، إذا ذلك الذي تعنيه

Eğer bu olursa içimdeki önemli bir şey de ölmüş olacak.
إذا ذلك حدث ثمّ شيء داخل منّي سيموت أيضا

Eğer bu onunla yatmanı sağlarsa, bana çift ödeyeceksin.
إذا ذلك أتى بمفعول .. سيجب عليك أن تدفعي لي الضعف

Eğer bu sizi mutlu edecekse bunu yüz yüze yaparız.
إذا ذلك يجعلك سعيّد، سنفعل ذلك وجهًا لوجه.

Eğer bu doğruysa, neden onu diğerleri gibi bırakmadın?
إذا ذلك صحيح، إذن لماذا لم تصهري ذلك مع البقية؟

Eğer bu kadar nahoş olmasaydı, gerçekten etkilenirdim.
إذا ذلك لم يكن كريه جدا , سأكون حقا منعجب

Eğer bu film bana bir şey öğrettiyse o da karanlıkta, ışığı göremeyenleri affetmemiz gerektiğidir.
إذا ذلك الفيلم علمني أي شيء فأنهُ علينا أن نغفر لهؤلاء بالظلام الذين لا يرون النور حتى الآن

Eğer bu soytarı tekrardan odaklanırsa, tüm çabalarımız boşa gider.
إذا ذلك المهرج يستعيد تركيزه , كل هذا للاشيء

Cidde, Eğer bu çocuk bir toparlanabilirse,
جـديا , إذا ذلك الفتى يستطيعُ مواصلة لملمتِ نفسة سويا

Eğer bu sana çok zor geliyorsa, en azından seviyormuş gibi yap.
إذا ذلك صعب جدا على الأقل يمكنك أن تدعي

Evet, Eğer bu doğruysa, Darly Mootz çıkarları için havayı kontrol ediyorsa bu bir suçtur ve araştırılması gerekir.
حسنا، إذا ذلك حقيقي - إذا داريل موز يسيطر على الطقس للربح. ثمّ تلك جريمة و الذي يجب أن يحقّق فيه.

Eğer o Mulder olsaydı umursamazdım.
إذا ذلك كان مولدر، أنا لا أهتمّ. لكنّه يهتمّ.

Eğer o çocuk kaseti geri vermezse, biz de kılık değiştirip alırız.
إذا ذلك الولد لن يُعيد الشريط نحن نَدْخلُ كــ سريون

Eğer o Josh olsaydı nerede olduğunu söylerdi.
إذا ذلك كان جوش، هو would've قال حيث كان هو.

Eğer o dediğin Star Wars filmiyle alakalıysa, kıçına tekmeyi basacağım.
إذا ذلك a حرب النجوم شيء، سَأَرْفسُك في الحمارِ.

Eğer o Volkswagen damperli kamyonun arkasındaysa, kamyonda bir kaç kanıt bulunabilir.
إذا ذلك Volkswagen كَانَ في شاحنةِ النفايةَ،

İstediğin buysa tıpkı onun gibi olabilirim.
أنا يُمكنُ أَنْ أكُونَ مثلها تماماً إذا ذلك الذي تُريدُ.