"إذا ذهبت إلى" - Translation from Arabic to Turkish

    • gidersen
        
    • gidersem
        
    • çıkarsan
        
    Yarın eğer doktora gidersen, herneye ihtiyacın olursa beni ara. Open Subtitles على أية حال إتصلي بي إذا ذهبت إلى الطبيب غدا
    Geleceğe gidersen, burada kalanlar için işleri karıştırmaz mısın? Open Subtitles إذا ذهبت إلى المستقبل هل يمكن العبث به و تغيره؟
    Münih'e git. Münih'e gidersen, bir eskort ayarlayabilirim. Open Subtitles إذهب إلى ميونيخ، إذا ذهبت إلى هناك يمكنك أن تحصل لي على الموافقة.
    Eve gidersem, evde yalnız olduğum için benim peşime düşer. Open Subtitles إذا ذهبت إلى المنزل سيأتي خلفي لإنني وحيدة في المنزل
    Oraya gidersem, ondan 24 saat içinde kurtulabileceğimi söylüyor. Open Subtitles لقد قال اننى إذا ذهبت إلى هناك فسوف ينزعها من فوق ظهؤى فى 24 ساعة
    Özel izin almak için Şişman Adam'a gidersem, sebebini öğrenmek ister. Open Subtitles إذا ذهبت إلى الرجل البدين لشراء ترخيص خاص فسوف يريد معرفة السبب.
    Arka kapıdan çıkarsan yakalayabilirsin. Open Subtitles ربما تستطيع اللحاق بها إذا ذهبت إلى الخلف
    Eğer oraya gidersen seni öldürüp, kendimi savundum diyecektir. Open Subtitles إذا ذهبت إلى هناك فسوف يقتلك ويدّعي إنه دفاع عن النفس
    Şimdi eve gidersen yarın Baywatch'a nasıl gideceksin? Open Subtitles كيف ستذهب إلى باي واتش غدا إذا ذهبت إلى البيت؟
    Eğer Nagazaki'ye gidersen, birşeyler bulursun. Open Subtitles أنت بالتأكيد ستجدين شيئاً إذا ذهبت إلى ناجازاكي.
    Yemin ederim ki, eğer içeri o zavallıların yanına gidersen seninle bir daha asla yatmam. Open Subtitles أقسم، إذا ذهبت إلى أولئك الفاشلين فلن أفعلها معك مجددا
    Yani eğer İspanya'ya gidersen, iyi olacaksın. Open Subtitles ،حينها، إذا ذهبت إلى إسبانيا ستكونين بخير
    Oraya gidersen ve sana bir şey olursa dayanamam. Open Subtitles إذا ذهبت إلى هناك و حدث لك شيء ما فلن أستطع أن أتعايش مع نفسي
    Yalnız gidersem, bariz belli olur. Open Subtitles حانه للشرطه؟ إذا ذهبت إلى هناك وحدي فسأقف بينهم مثل قرحة الإبهام
    Bu olayla ilgili yanlış kişiye gidersem... Open Subtitles إذا ذهبت إلى الشخص الخطأ مع هذا، أليس كذلك؟
    Steven, eğer Milton'da olan benim yerime gidersem orada ne ile karşılaşacağım? Open Subtitles ستيفن، إذا ذهبت إلى مكانِي في ميلتن ماذا سَأَجِدُ هناك؟
    Yapamam. Yaşayanların ülkesine gidersem gezen bir ruh olurum. Open Subtitles لا, إذا ذهبت إلى عالمك سوف أصبح شخصاً غريباً
    Eğer elimdekilerle polise gidersem, onu hapse sokturabilirim. Open Subtitles إذا ذهبت إلى الشرطة مع ما قلته فقد ضعه في السجن.
    Eğer Balkanlar'a gidersem yanıma bir dünya hile ve çözüm alacağım. Open Subtitles إذا ذهبت إلى البلقان ذات يوم فإنني سأحضر بعض أكواد الغش القويه و الشروح الكاملة
    İnsan içine çıkarsan vurulursun! Open Subtitles إذا ذهبت إلى الخارج سيتم إطلاق النار عليك
    - Şuraya çıkarsan güzel olur. Open Subtitles حسناً، إذا ذهبت إلى هناك ، فسيكون الأمر بخير

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more