Onu görürsem, ona sizin öpücüklerinizi de ileteyim mi? | Open Subtitles | إذا رأيته , هل يمكننى أن أعطيه قبلة منكم فى المقابل ؟ |
Eğer Onu görürsem mesajınızı iletirim. | Open Subtitles | ... إذا رأيته بالتأكيد سوف أبلغه بالرسالة |
Eğer görürseniz derhâl polise bildirir misiniz? | Open Subtitles | إذا رأيته ، ستبلغ الشرطة علي الفور أليس كذلك؟ |
Eğer görürseniz, o olursunuz! | Open Subtitles | إذا رأيته, سيكون ذلك |
Fakat, eğer onu görürsen de ki bu gece "eleman aranıyor" tabelası asılır. | Open Subtitles | ولكن إذا رأيته ، أخبره أن المساعدة التي أرادها لن تتم الليلة |
Büyükannenin yolunun hemen aşağısında. Bu gece orada buluşalım. eğer onu görürsen, | Open Subtitles | فقط اسفل طريقة منزل الجدة قابلني هُناك الليلة ، إذا رأيته |
Eğer görürsen, toplanmasını söyle. Minsk`e gitmeliyiz. | Open Subtitles | إذا رأيته اخبريه ان يحزم حقائبه سنذهب لمنسك |
- Onu görsem tanıyabilirim. | Open Subtitles | - لكني أعرفه إذا رأيته من أي وقت مضى. |
Çünkü biliyordum ki... eğer Onu görürsem öldürürdüm. | Open Subtitles | لأنني عرفت أنني إذا رأيته, فسأقتله |
Evet eğer Onu görürsem kesinlikle seni ararım. | Open Subtitles | أجل إذا رأيته سأتصل بك حتماً |
Eğer Onu görürsem? | Open Subtitles | إذا رأيته مرة أخرى؟ |
Eğer Onu görürsem sana haber veririm. | Open Subtitles | إذا رأيته سأخبركِ |
- Eğer görürseniz, o olursunuz! | Open Subtitles | إذا رأيته, سيكون ذلك. |
Eğer görürseniz, naparsınız? | Open Subtitles | إذا رأيته, ثم سوف... ؟ |
Peki, eğer onu görürsen bize bildir, tamam mı? | Open Subtitles | حسنا، إذا رأيته فأعلمني، حسنا ً؟ |
eğer onu görürsen... | Open Subtitles | إذا رأيته... |