Peki, eğer maceranın tehlikeli olduğunu düşünüyorsanız, bir de monoton bir hayatı deneyin. | TED | حسنًا، إذا كنت تعتقد أن المغامرة خطرة، فجرب الرتابة. |
Şimdi bu tanımlamanın çok ağır olduğunu düşünüyorsanız, hükümetin bazı dokümanlarına bakalım derim. | TED | والآن، إذا كنت تعتقد أن هذا الوصف مبالغ فيه. قم بإلقاء نظرة على الوثائق الحكومية الخاصة بها. |
Peki, tamam, en iyi olduğunu düşünüyorsanız. | Open Subtitles | . حسناً ، لا بأس ، إذا كنت تعتقد أن هذا أفضل |
Eğer bunun kötü olduğunu düşünüyorsan, bir de onu görmelisin. | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أن هذا أمر سيء، يجب أن تشاهد له. ها، ها. أوه. |
Bunun sekse yakın olduğunu düşünüyorsan... gerçek seksi inanılmaz zevkli bulacaksın. | Open Subtitles | اسمع، إذا كنت تعتقد أن ذلك قريب من العلاقة إذن فسوف تستمتع بالعلاقة الحقيقية |
Eğer babanla bir şey olduğunu düşünüyorsan, yardım edebilirim. | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أن شيئا حدث مع والدك، أنا أستطيع المساعدة. |
Ama geçmişimi silebileceğini sanıyorsan aldanıyorsun. | Open Subtitles | ولكن إذا كنت تعتقد أن كنت تسير على محو ماضي، |
Ama bunu hikayenin sonu sanıyorsan, en iyi kısmı kaçırıyorsun. | Open Subtitles | لكن إذا كنت تعتقد أن هذه نهاية القصة فلقد فاتك الجزء الأهم |
Fevkalade bir yalnızlığın içindeki dünyamızda hepsinin bu olduğunu düşünüyorsanız, o vakit yanıldığınızı bilin. | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أن هذا هو كل ما في الأمر أن كوكبنا موجودا في عزلة رائعة اذا فأنت مخطئ |
Modern şehirlerin kalabalık olduğunu düşünüyorsanız, şunu öğrenmek sizi şaşırtabilir, M.Ö. 2000 yılında bazı şehirlerin nüfusu Şangay veya Kalküta'nın nüfusundan iki kat daha fazlaydı. | TED | إذا كنت تعتقد أن المدن الحديثة مكتظة قد تتفاجأ عندما تعلم أن بعض المدن في عام 2000 قبل الميلاد كان فيها كثافة سكانية تقارب ضعفي الكثافة السكانية في شانغهاي أو كالكتا. |
Efendim, eğer bu işin düşük bir iş olduğunu düşünüyorsanız o halde bana verin. | Open Subtitles | سيدي، إذا كنت تعتقد أن هذا العمل ...دون المستوى إعتبرني دون المستوي... واعطيها لي |
(Gülüşme) Bunların hepsinin garip olduğunu düşünüyorsanız, kesinlikle haklısınız. | TED | (ضحك) إذا كنت تعتقد أن كل هذا غريب نوعًا ما، أنت محق تمامًا. |
Tabi bunun arkasından gelen şey ise, eğer her şeyin para olduğunu düşünüyorsanız, kamu hizmetlerinde, sağlık hizmetlerinde, eğitimde ve asayişi sağlamada başarıyı sadece daha fazla para harcayarak ölçebileceğinizi, ilerlemeyi sadece para harcayarak ölçebileceğinizi düşünüyorsanız, oldukça berbat bir dönem geçireceksiniz. | TED | لذلك ما يلي من هذا هو أنه إذا كنت تعتقد أن الأمر كله يتعلق بالمال يمكنك فقط قياس مدى النجاح في مجال الخدمات العامة في الرعاية الصحية والتعليم والشرطة من خلال انفاق المزيد من المال ويمكنك فقط قياس التقدم عن طريق انفاق المال سوف تقضي وقتا تعيسا جدا. |
Senin işinin benimkinden çok daha zor olduğunu düşünüyorsan neden gelip kendin görmüyorsun? | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أن عملك حتى أصعب بكثير من عملي، ثم لماذا لا تعال وانظر لنفسك؟ |
En iyi fikrin seninki olduğunu düşünüyorsan, insanları ikna etmelisin, onlara yalan söylememeli... ya da hapsetmemelisin. | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أن لديك فكرة أفضل يجب عليكِ إقناع الناس ولا تكذبي عليهم |
Seninle birlikte olmamın tek nedeninin bu olduğunu düşünüyorsan... | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أن السبب هو لماذا نحن موجودون معا... |
- Preston... eğer Cristina'nın senin için doğru seçim olduğunu düşünüyorsan, sana güveniyorum. | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أن (كريستينا) مناسبة لك أنا أثق بك |
Eğer burada yanlış bir şeylerin olduğunu düşünüyorsan... | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أن شيئا ما خطأ |
Gitmene izin vereceğimi sanıyorsan yanıIıyorsun! | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أن أنا ستعمل تمكنك من الابتعاد مع هذا ، للأسف كنت على خطأ. |
FBI'ın yazdıklarını takip etmediğini sanıyorsan yanılıyorsun. | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أن مكتب التحقيقات الفيدرالي لم يتتبع رسائلك فأنت ساذج |